• Haberler
  • Gündem
  • 'Gemi su alıyorsa, üst katlarda hala balo yapmanın alemi nedir?'

'Gemi su alıyorsa, üst katlarda hala balo yapmanın alemi nedir?'

Gemi su alıyorsa, üst katlarda hala balo yapmanın alemi nedir? Karar yazarı İbrahim Kahveci, partilerin devlet kasasından para dağıtarak oy peşinde koşmasına iktidarın ise kamu personel giderlerine isyan ederek, 'Ver ver nereye kadar?' diye sordu.

2019 bütçe gerekçesinin, yatırım için para olmadığı ve emeklilik sisteminin resmen çöktüğü anlamına geldiğini kaydeden Kahveci, AK Parti’nin nereden nereye geldiğini şöyle izah etti:  

“AK Parti iktidara geldiği 2003 yılında sosyal güvenlik sistemine yapılan transfer harcaması 15 milyar 922 milyon liraydı. O paranın 2018 yılı değeri 56 milyar TL etmektedir. Oysa 2018 yılında sosyal güvenlik sistemine bütçeden aktarılacak transfer harcaması 148,6 milyar lira olarak tahmin edilmektedir. Ve 2019 bütçesinden ise sosyal güvenlik sistemine bütçeden aktarılacak para 188 milyar lira olarak hesap edilmektedir.”

Kamu personel gideri artarken özel sektörde zammın bile konuşulmadığını, 500 binden fazla kişinin işini kaybettiğini hatırlatan Karar yazarı, sık sık “Aynı gemideyiz” vurgusu yapanlara da seslendi:

“Biz aynı gemideysek ve gemi su alıyorsa, üst katlarda hâlâ balo yapmanın âlemi nedir?”

İbrahim Kahveci’nın bugünki yazısı:

“Demokrasi nasıl bir sistemdir?

Ya da, demokrasi halka ulufe dağıtılarak elde edilen bir başarımıdır?

Tercihini kısa vadeli 10 kuruşluk çıkar uğruna yaparak, uzun vadeli geleceği kaybeden bir toplum nasıl gelişebilir?

Nasıl ekonomik ve bilimsel kalkınma sağlanır? Nasıl daha çok çalışır?

Bugün nerede ise, TBMM’deki bütün partiler devletin kasasından para dağıtarak oy peşinde koşuyor.

İnsanları nasıl daha az çalıştırırız derdindeler.

Bu toplumu nasıl çalışmaktan uzaklaştırırız formülü peşinde koşuyorlar.

Kimse çalışmayı ve daha çok çalıştıkça kazanmayı önermiyor.

***

Toplumlar günübirlik çıkar peşinde koşabilir. Siyaset ve siyasi parti teşkilatları rant dağıtım merkezi olabilir. Ama bu bir ülkenin uzun vadeli kalkınmasını bitiriyorsa, o ülke nasıl bir çözüm modeli bulacak?

Bakın size aşağıda bütçe gerekçesinden bir kaç satır aktarayım:

“İhalesi yapılmamış ve ihalesi yapılmış ancak başlanmamış projeler askıya alınacaktır. Devam eden projelerden finansman koşulları uygun olanlar için yeni ve daha uzun zamana yayılmış iş planları oluşturulacaktır. Mega-altyapı projeleri doğrudan yabancı yatırım yoluyla, uluslararası finansman ile hayata geçirilecektir. Kamu özel iş birliği (KÖİ) uygulamalarının, daha etkin ve finansal açıdan verimli olmasına yönelik bir çerçeve oluşturulacak; bu çerçevede uygulamaların bütüncül olması sağlanacaktır.

2019 yılında cari transferler için 391 milyar 337 milyon TL ödenek öngörülmüş olup, cari transferler içinde en önemli kalem sosyal güvenlik sistemine yapılacak transferlerdir. 2019 yılında bu amaçla öngörülen ödenek tutarı 188 milyar 160 milyon TL’dir.”

***

Yukarıda bütçe gerekçesinde ne diyor biliyor musunuz?

-Yatırıma para yok

-Emeklilik sistemi resmen çökmüş

AK Parti iktidara geldiği 2003 yılında sosyal güvenlik sistemine yapılan transfer harcaması 15 milyar 922 milyon liraydı. O paranın 2018 yılı değeri 56 milyar TL etmektedir. Oysa 2018 yılında sosyal güvenlik sistemine bütçeden aktarılacak transfer harcaması 148,6 milyar lira olarak tahmin edilmektedir. Ve 2019 bütçesinden ise sosyal güvenlik sistemine bütçeden aktarılacak para 188 milyar lira olarak hesap edilmektedir.

Nereden nereye...

Ya da ver ver ver nereye kadar?

Şimdi bir başka gider rakamına daha bakalım mı?

Kamu personel gideri.

Yine AK Parti iktidara geldiği ilk yılında (2003) kamu personel gider 28 milyar 833 milyon liraydı. Bu tutar 2018 yılı parası ile 101,5 milyar TL etmektedir.

Peki, 2018 yılında kamu personel gider ne olarak tahmin ediliyor? Tam 234 milyar 717 milyon lira.

Kısaca 2003 yılında kamu personeline bugünkü para ile 101,5 milyar öderken, personel sayısındaki artışla beraber, devlet idaresi için kamu personeline ödenen para 234,7 milyar liraya çıkmıştır.

Ya 2019 yılında!

Sosyal güvelik ödemesi ile beraber 290 milyar liraya yakın bir ücret.

Ne diyelim. Ver ver ver nereye kadar?

***

Bugün toplumda gelecek sorumluluğu duygusunun  yok olduğunu gözlemliyorum. Kimse ülke geleceği hakkında bir endişe ve parlaklık duymuyor-görmüyor. Herkes siyasetin getirdiği hava ile bugünü kurtarma peşinde. İnsanlar kendi hayatlarını bireysel olarak düşünüyor. Ülke ne olmuş, ülke kazanmış mı vs düşünce yok.

Bugün sosyolojik olarak irdelenmesi gereken toplumsal durumlar söz konusu. Neden 2002 yılında kendi kazancımızdan vazgeçerek ülke kazancına oy vermiştik. Ve şimdi neden ülke kazancından ziyade kendi kazancımıza yeniden bakar olduk?

Bugün emeklilik sistemini düzeltecek bir öneri yerine hem iktidardan hem de muhalefetten nasıl seçim kazanırız önerileri görüyoruz. Bugün kamu gider yüküne çözüm önermek yerine, kamu personeline nasıl daha çok zam yaparız önerileri görüyoruz.

Ama bugün özel sektörde acayip bir kriz var. Şimdiden 500 binden fazla kişi işini kaybetti.

Maaş bile alamıyorlar. Özel sektörde artık zam bile konuşulmuyor.

Acaba aynı gemide olan kimler? Biz aynı gemideysek ve gemi su alıyorsa, üst katlarda hâlâ balo yapmanın alemi nedir?”

Bakmadan Geçme