19 Mayıs Kurtuluş'a Giden Yol

Dünya tarihinin en kanlı savaşlarından biri olan 1. Dünya Savaşında Osmanlı İmparatorluğu İttifak Devletleri denilen Almanya, Avusturya-Macaristan, Bulgaristan'ın yanında yer alarak, İtilaf Devletlerine İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya'ya karşı savaşmıştır. Savaşın ilk yıllarında Karadağ, Sırbistan ve Romanya daha sonraki yıllarda da ABD, Japonya, Yunanistan, Belçika, Portekiz İtilaf Devletlerinin yanında savaşa katılmıştır.

PAYLAŞ
Haber Kasaba - Haber Kasaba

Trablusgarp ve Balkan savaşlarından ağır yenilgiyle çıkarak Avrupa’da büyük toprak kaybına uğrayan Osmanlı Devleti, özellikle Balkan savaşlarında Rusya’nın Boğazları ele geçirmek istediğine inanmış ve Rus tehlikesini bertaraf etmek için güçlü bir devletin ittifakına ihtiyaç duymuştur.

HABER: EDİTÖR

1.  Dünya Savaşında Osmanlı Devleti 2.900.000 askeri silahaltına almıştır. 
4 yıl süren savaş boyunca 400.000 şehit verilmiş, 
1 050 000 askerde yaralanmış veya esir düşmüştür. 
Osmanlı İmparatorluğu bu savaşta Doğu (Kafkas) Cephesinde Rusya’yla; 
Kanal, Irak, Suriye –Filistin (Sina- Filistin), Hicaz -Yemen Cephelerinde İngilizlerle; 
Çanakkale Cephesinde itilaf devleri kuvvetleri ile savaşmıştır. Ayrıca Osmanlı Devletinin sınırları dışında açılan Galiçya, Makedonya ve Romanya Cephelerin de kendi müttefiklerine yardım etmeyi amaçlamıştır.

Osmanlı İmparatorluğu ve müttefiklerinin yenilgisi ile sonuçlanan 1. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı Hükümeti, şartları çok ağır olan Mondros Mütarekesi'ni kabul etmiştir. 

30 Ekim 1918'de imzalanan bu anlaşma, Osmanlı Devleti'nin yıkılışını öngörmekte; İtilaf Devletlerine Osmanlı İmparatorluğunun herhangi bir bölgesine, güvenliklerini tehdit edecek bir durum nedeni ile işgal hakkını tanımakta idi.

Mondros Mütarekesinin daha mürekkebi kurumadan başlayan ve Sevr'in yolunu açan yabancı işgal ve müdahaleleri ise Türk İstiklal Savaşı doğurmuştur. Yıkılan büyük devletin enkazının altından bağımsız bir Türkiye, Atatürk önderliğinde yıllarca süren ve büyük özverilerle kazanılan Milli Mücadele ile kurulmuştur.

 1.Dünya Savaş'ında bulunmuş önemli Türk subaylardan biri de Mustafa Kemal Paşa’dır. 
Mustafa Kemal Paşa, 1. Dünya Savaşında Doğu (Kafkas) Cephesi, Suriye-Filistin Cephesi ve Çanakkale Cephesinde etkin ve aktif olarak görev yapmıştır.

Çanakkale Cephesi I. Dünya Savaşının en şiddetli en büyük cephelerinden biriydi. İtilaf Devletlerinin Rusya’ya yardım etmek için açtığı bu cephede, Osmanlı Devleti çok kayıplar verdi. Tam manasıyla savunma savaşı veren Osmanlı Devleti, büyük bir zafer kazandı ve düşmana Çanakkale’nin geçilmeyeceğini öğretti.

Bu büyük cephede Mustafa Kemal, Arıburnu Grup Komutanlığını üstlendi ve göstermiş olduğu başarılarla Albay rütbesine yükseltildi. Çanakkale Cephesi, Mustafa Kemal’in tanınmasında çok etkili olmuştur. Bu savaşta ön plana çıkan Mustafa Kemal, diğer cephe ve savaşlarda sözü geçen bir asker olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk 11 Mart 1916 tarihinde Kolordu Komutanı olarak Diyarbakır, Muş ve Bitlis cephesinde Ruslara ve Ruslar ile birleşen Ermenilere karşı savaşmıştır. 8 Ağustos 1916 tarihinde Bitlis’te ve 14 Mayıs 1917 tarihinde Muş cephesinde düşmana karşı zafer elde edilmiş ve bu bölgeler düşman işgalinden kurtulmuştur. 

1 Nisan 1916 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’e Doğu (Kafkas) Cephesi olarak da bilinen Diyarbakır, Muş ve Bitlis cephelerinde göstermiş olduğu başarısından dolayı Tuğgenerallik Rütbesi verilmiştir. Bu cephede gösterilen başarı sonrası Rus birlikleri geri çekilmiştir. 
1914 senesinde Süveyş Kanalı’na tamamen sahip olan İngilizler 1917 senesinde de Gazze’ye saldırmışlardır. Burada geçen savaşlar Birinci ve İkinci Gazze Savaşları olarak geçmektedir. Türklerin göstermiş olduğu başarısı sonrası İngilizler Gazze’de bir yenilgi elde etmişlerdir. Bu yenilgi sonrası takviye güçleri ile askeri gücünü kuvvetlendiren İngilizler, Filistin Cephesi’ne yoğun baskılar yapmışlardır. Bu süre içerisinde 7. Ordu Komutanlığı’na atanmış olan Mustafa Kemal Atatürk Yıldırım Ordular Komutanı General Falkenhayn ile yaşadığı anlaşmazlık üzerine bu görevinden istifa etmiştir. 

24 Ekim 1917 tarihinde İngilizler 138.000 asker ile taarruza geçmişler ve Birusseba-Gazze savaşını kazanmışlardır. 

1918 senesinde Mustafa Kemal Atatürk istifa ettiği 7. Ordu Komutanlığı’na yeniden dönerek İngilizlere karşı orduyu komuta etmiştir. Asker sayısını 460.000 e çıkaran İngilizler ise Filistin’i ele geçirmeyi başarmışlardır.

Bu cephede Mustafa Kemal Atatürk, hem İngilizlere hem de Arap silahlı çetelerine karşı savaşmıştır. Sonunda İngilizleri durdurmayı başarmış ve 31 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi sonrası Yıldırım Ordular Grubu Komutanlığı’na atanmıştır.

İZMİR İŞGALİ VE SONRASI

Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Kıtaatı Müfettişliğine atanmasını içeren Hükumet Kararnamesi Padişah Vahdeddin tarafından onaylandı.

Mustafa Kemal Paşa Şişli’deki evinden ayrılarak 16 Mayıs 1919’da bandırma Vapuru ile yola çıktı. 
İzmir, İtilaf Devletlerinin desteği ile 12000 mevcutlu Yunanlılar tarafından işgal edildi ve ilk silahlı direniş başladı.

5 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesinin ardından 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasıyla başlayan Kurtuluş Savaşı; Anadolu’da Erzurum, Sivas ve Amasya’da düzenlenen kongreler ile ‘birlik’ aşamasına geçilmiştir. 

Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Kıtaatı Müfettişliğine atanmasını içeren Hükümet Kararnamesi Padişah Vahdeddin tarafından onaylandı.

Mustafa Kemal Paşa Şişli’deki evinden ayrılarak 16 Mayıs 1919’da bandırma Vapuru ile yola çıktı.

İzmir, İtilaf Devletlerinin desteği ile 12000 mevcutlu Yunanlılar tarafından işgal edildi ve ilk silahlı direniş başladı.

Mustafa Kemal Paşa ve karargâhı 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun’a varabildi. Sabahleyin kurmay Binbaşı Mahmut Ekrem Bey, sandalla gemiye yanaştı Ekrem, güvertede bulunan Mustafa Kemal Paşa’nın yanına giderek askerce bir selam verdi ve: “hoş geldiniz paşam” dedi. 

Böylece Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’da ilk karşılayan Mahmut Ekrem Bey olmuştur. Mustafa Kemal Paşa ve karargâhı iskelenin her iki tarafına sıralanmış halk ve işgal kuvvetlerince silahlarına el konmuş bir müfreze tarafından karşılanmışlardı. 

Mustafa Kemal oradan Mantika Palas Oteli’ne yerleşti. Otelin balkonuna 9. Ordu Müfettişliğinin bayrağı asıldı. Karargâhı ise Karadeniz Oteli’ne geçti. 

Burada bir müddet istirahat ettikten sonra, belediye binasına geçerek belediye meclisi üyeleri ile memleketin asayişi ve müdafaasına dair konuları görüştü. 

Mustafa Kemal Paşa, vardığı 19 Mayıs günü ilk iş olarak gelişini ilgili makamlara bildirmek olmuştu. 
Bu çerçevede 19 Mayıs 1919 tarihinde Sadaret Makamına Dâhiliye ve Harbiye Nezaretleri ile Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyasetine çektiği şifre telgrafta, “Bugün öğleden evvel saat sekizde Samsun’a varıldığını ve verilen vazifeye başlandığını arz ederim” diyordu. 

Benzer içerikli başka bir telgraf metni de görev ve yetkisi dâhilindeki Mülki ve Askeri makamlara çekilmişti. Ayrıca aynı gün Sivas, Van, Erzurum Trabzon, Ankara, Kastamonu, Mamuretülaziz (Elazığ), Diyarbakır Valilikleri, Erzincan Müstakil Mutasarrıflığı, Erzurum’daki 15. Ordu ve Ankara’daki 20. Kolordu Kumandanlıklarından sorumlulukları dâhilindeki bölgenin asayişi ile ilgili hazırlanacak raporun en kısa zamanda göndermelerini tel emriyle istedi. 

Telgraftan da anlaşılacağı üzere Mustafa Kemal Paşa’nın ilk faaliyetleri Samsun ve çevresindeki asayiş problemleri ile ilgili önlemler almak oldu. 

Bu çerçevede önce Samsun ve çevresindeki Rum çetelerinin Müslüman halka yönelik tecavüzlerine karşı mutasarrıfın gerekli önlemleri almadığı gerekçesiyle daha önceden Dâhiliye Müsteşarlığı görevinde bulunmuş olan Hamid Beyin Samsun Mutasarrıflığı görevine getirilmesini Hükümete teklif etmiştir. Atama işlemlerinin tamamlanmasına kadar da geçici kaydıyla 3. Kolordu Komutanı Albay Refet (Bele) Beyi vekilliğine atamıştır.

Mustafa Kemal Paşa Samsun’da 6 gün geçirdikten sonra Havza’ya hareket etmiş, Karadeniz’in güzel ilçesinde önce eşrafa Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini kurdurmuş 30 Mayıs tarihinde Cuma namazı sonrası okunan mevlidin ardından belediye binası önünde bir miting düzenlettirmiştir. 

Bu mitingde eşraftan Fuad Bey bir konuşma yaptı. Fuad Bey, İzmir’i işgal eden düşmanın Samsun ve Havza’yı  da işgal edebileceğini, bunu engellemek ve İzmir’i kurtarmak için silahlanmanın gerekliliğini söyledi. 

19 Mayıs ve sonrasındaki 10 günlük sürede Mustafa Kemal Paşa daha sonra yapacaklarının açık işaretlerini ortaya koymuş ve güçlü önderliğinde Kurtuluşun meşalesini ateşlemiştir.

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN