Sosyal medya ve diziler çocukları şiddete itiyor

Aile içi şiddet vakalarının sayısı her geçen gün artıyor. Şiddet gören kadar şiddeti uygulayan kişinin de bu durumdan etkilendiğini belirten İstanbul Kent Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Sosyal Hizmetler bölümünden Öğr. Gör. Gülden Şahin Hatipoğlu, çocukların bu noktada ayrıcalıklı bir yeri olduğunu vurguladı. Şiddeti evde görmese dahi dizilerden, sosyal medyadan veya basına yansıyan haberlerden etkilenebileceklerini belirten Hatipoğlu, 'İleriki yaşlarında olumsuz bir durum yaşadığında şiddete başvurabilir' dedi.

Aile içi şiddet vakalarının sayısı her geçen gün artıyor. Şiddet gören kadar şiddeti uygulayan kişinin de bu durumdan etkilendiğini belirten İstanbul Kent Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Sosyal Hizmetler bölümünden Öğr. Gör. Gülden Şahin Hatipoğlu, çocukların bu noktada ayrıcalıklı bir yeri olduğunu vurguladı. Şiddeti evde görmese dahi dizilerden, sosyal medyadan veya basına yansıyan haberlerden etkilenebileceklerini belirten Hatipoğlu, “İleriki yaşlarında olumsuz bir durum yaşadığında şiddete başvurabilir” dedi.

“MÜCADELE EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR VAR”

Şiddeti önleyebilmek adına ataerkil sistemle mücadele etmek gerektiğini ifade eden Öğr. Gör. Hatipoğlu, “Şiddet, herhangi bir sınıf, kültür, dini veya etnik köken gözetmeyen, keskin sınırlarla açıklayamayacağımız ve her toplumda olan bir olgudur. Aile içi şiddet, aileyi oluşturan her bireyin aynı ölçüde olmasa da etkilendiği toplumsal bir sorun. Şiddeti uygulayan dahi bu durumdan fazlasıyla etkileniyor. Ve bu durumun önüne geçilebilmesi için mücadele etmenin gerektiği noktalar var. Bunlardan en önemlisi ise ataerkil sistem” dedi.

“BİREY İLK OLARAK ŞİDDET GÖRDÜĞÜNÜN FARKINA VARMALI”

Şiddeti sadece fiziksel şiddetle sınırlandırmamak gerektiğini dile getiren Öğr. Gör. Hatipoğlu, “Ekonomik, cinsel veya duygusal şiddet de söz konusu. Ön plana daha çok fiziksel ve cinsel şiddet çıksa da aile bireylerinden herhangi biri örneğin ekonomik şiddete maruz kalıyorsa önce bu durumun farkına varmalı. Bilgi sahibi olmalı. Çünkü bilgi sahibi değilse buna karşı bir önlem alamıyor, kendini savunamıyor. İnsanların öğrenmesi ve farkındalık kazanması için fiziksel ve cinsel şiddet kadar ekonomik ve duygusal şiddet için de çalışmalar yapılmalı” önerisinde bulundu.

“EBEVEYNLER DOĞRU BİR ROL MODEL OLMALI”

Çocukların ise her daim ilk eğitimlerini aileden aldıklarını belirten Öğr. Gör. Hatipoğlu, “Sosyalleşme sürecimiz de aslında ailede başlıyor. Ebeveynlerin doğru rol model olması için sağlıklı iletişim kurabilen bireyler olması gerekir. Herhangi bir anlaşmazlık içerisinde bulunduklarında şiddete başvurmadan problemlerin çözülebileceğini, karşı tarafın da bir birey olduğunu hiçbir zaman unutmadan hareket etmeliler” dedi.

Çocukların şiddet görmeden de şiddet uygulayabileceğine dikkat çeken Öğr. Gör. Hatipoğlu, “Aile içerisinde şiddet olmasa dahi, çocuklar dizilerden, medyada çıkan haberlerden etkilenmeye başlayabiliyor. Bunu tam tersine çevirmek bizim elimizde. Yapılan işlerin şiddeti birebir anlatması yerine bu konuda bilinçlendirecek veya farkındalık oluşturacak şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Çünkü bu şekilde basında veya sosyal medyada yer aldığında farkında olmadan durumu normalleştirmeye başlayabiliyoruz. Ve üstelik çocuklar şiddeti evde görmese bile sosyal medyadan, dizilerden veya herhangi bir yerden bunu öğrenebilir ve ileriki yaşlarında olumsuz bir durum yaşadığında şiddete başvurabilir. Üstelik bu durum sözel de olabilir. Çünkü şiddet sadece bir insana fiziksel açıdan zarar vermek değildir” uyarısında bulundu.

Bakmadan Geçme