2018 Yılında, Belediyeleri Referandumla Devletleştir'meliyiz demiştim?
2018 yılı Haziran, Nisan ve Aralık aylarında kaleme aldığım yazımın ve söylemlerimin ne kadar yerine olduğu gün yüzüne çıktı. Son günlerde gündem Tüm Türkiye’nin kanayan yarası Terör ve Terör destekçileri ile mücadele, bildiğiniz üzere geçtiğimiz gün İçişleri Bakanlığınca, Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanları görevlerinden uzaklaştırıldı. Diyarbakır'a Diyarbakır Valisi Güzeloğlu, Mardin'e Mardin Valisi Yaman, Van'a Van Valisi Bilmez belediye başkan vekili olarak görevlendirildi.
Geç kalınmış bir hamlemiydi, yoksa yerinde bir hamlemiydi bu tartışılır. Ancak en önemli konusu ise bana göre budur. 05 Aralık 2018, tarihinde kaleme aldığım ve Habererk.com internet sitesinde yayınlanan ‘’Referandumla Belediyeleri Devletleştirme Sistemini Oylamalıyız?’’ başlıklı yazım gerek ulusalda gerek yerelde, gerek siyasi kulislerde büyük yankı uyandırmıştı. Bu yazıyı kaleme alır iken bu günlerin geleceği ve bu gibi olayların yaşanabileceğiydi.
Peki niçin böyle bir yazı kalem aldım ve neden? Böyle bir düşünceye ve fikre inandım. Kısaca ifade etmem gerekir ise Tüm Türkiye genelinde kanayan bir yara haline gelen ve son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz haberlere konu olan belediyelerde yapılan yolsuzluklar, tüyü bitmemiş yetimlerin haklarının yenildiği belediyeler…
Demem o ki; Söz konusu belediyeler gerçekten artık sorgulanmalı, denetlenmeli, ve Devletimizin kontrolü altına alınmalı ve belediyeler tek merkezden yönetilmelidir.
Tekrar tekrar ifade ediyorum. ‘’Belediyeleri Rant Merkezi Olmaktan Çıkarmalıyız!
Daha önceki köşe yazılarımda kaleme aldığım gibi, 'Belediyeleri partilerin, siyasetçilerin arka planı ve rant merkezi olmaktan çıkarıp hizmet için Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımız için, ocu, bucu olayını ortadan kaldırabilmek için belediyeleri Devletin yönetmesine imkan vermeli, Referandumla Belediyeleri Devletleştirme Sistemini Oylamalıyız?
05 Aralık 2018, tarihinde kaleme aldığım ve Habererk.com, Hazberkasaba.com ve diğer internet Haber sitelerinde yayınlanan ve dikkatleri üzerime çekmeyi başardığım o yazımı sizlerle tekrar paylaşıyor ve takdiri siz okurlara bırakıyorum.
Rant Terörüne Son Vermeli ve Belediyeleri Devletleştirme Sistemini Getirmeliyiz.
24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanı Hükümet Etme Sistemi başlığı ile sandık başına gidip Türkiye’yi bir kişinin yönetip yönetmeyeceğine karar verildi.
Benzer bir olayın Türkiye’de bulunan belediyeler içinde gerçekleştirilmesi artık zorunlu bir hal almış durumdadır.
-Şimdi buda neyin nesi, bu nereden çıktı diyenlerinizi duyar gibiyim!
Neden böyle bir söylemde bulunduğumun önemini ve gerekliliğini sizlerle kendi tarzımla ve kendi yorumumla paylaşacağım. Ancak kararı verecek olan Devlet büyükleri ve Cumhurbaşkanlığı Makamıdır.
-Türkiye’de belediyelerin gereksiz harcamaları, RANTA yönelik çalışma ve yaklaşımları, Ekonomimize ciddi oranda yara veriyor. Belediyelerde dönen usulsüzlüklerin ardı arkası kesilmiyor.
Peki belediyeler Devletleştirilirse hizmet verilebilecek mi?
Ben inanıyorum .
Şimdiki hizmetlerin daha fazlası ve daha az maliyetlerde ortaya konulacaktır.
Belediyeler, demokrasinin gerçek mekanları; yönetime katılmanın temel birimleri olmalıdır.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 7 Ekim 2018 tarihli konuşmasında “Bu seçimlerde de teröre bulaşmış olanlar sandıktan çıkarsa gereğini yapıp kayyım tayinleriyle yolumuza devam edeceğiz” ifadelerine yer vermişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu sözlerinden sonra bazı belediyelere kayyum ataması yapılmış ve halen bu belediyeler kayyumlarla yönetiliyor.
Ayrıca son zamanlarda havuz medyasının ve Hükümete yakınlığı ile bilinen Tv kanallarının, köşe yazarlarının Kayyumlarla yönetilen belediyelerin sosyal belediyeciliği ön plana çıkardığını ve tasarruf konusunda önde olduğu yönünde haberlere ve söylemlere imza atıyorlar.
Bende buradan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve Devlet büyüklerimize sesleniyorum.
Türkiye’de belediyeleri Partilerin temsilcileri değil, Kayyumlar değil, Devlet yönetsin.
Nasıl ki; İl ve İlçelerde bulunan kaymakamlar Kayyum olarak atanıyor ve hem kaymakamlık görevini hem de belediye başkanlığını yönetebiliyor. O zaman Türkiye’de belediye seçimlerini iptal edelim ve TBMM’de bir yasa tasarısıyla kanunlaştırıp Türkiye’de bulunan tüm belediyelerin başına Kaymakamları idari amir sıfatıyla getirelim.
Nasıl Ki; Türkiye’yi Cumhurbaşkanlığı Makamı yönetiyor belediyeleri de Kaymakamlar yönetsin. Nasıl ki Cumhurbaşkanın yardımcılarının sayısı artırıldı. Belediyeleri yönetecek olan Kaymakam yardımcılarını arttırıp belediyelerin yönetilmesini kolaylaştıralım.
Devlet eliyle belediyelerin yönetilmesini sağlayalım.
Belediyelerde yapılan usulsüzlüklerin, yolsuzlukların, ranta yönelik yaklaşımların, Türkiye Cumhuriyetine zarar ve yara veren belediyelerin Devletleştirilmesini sağlayalım. Belediyeleri Partilerin tekelinden çıkaralım.
Böyle bir şey nasıl olur olmaz demeyelim. Bal gibi olur. Nasıl Cumhurbaşkanlığı Hükümet Etme sistemi ile Türkiye’yi bir kişinin yönetmesine izin verdiysek. Belediye seçimleri yerine REFARANDUM yapalım.
Belediyeleri partilerin, siyasetçilerin arka planı ve rant merkezi olmaktan çıkarıp hizmet için Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımız için, ocu, bucu olayını ortadan kaldırabilmek için belediyeleri Devletin yönetmesine imkan verelim.
Samimiyseniz gerçekten bu ülkenin kalkınmasını istiyorsanız, Partilerin ve yandaş müteahhitlerin rant merkezi olmaktan orası senin belediyen burası benim belediyem anlayışından çıkarıp bizim belediyemiz anlayışını ortaya koyalım.
Bakalım kimler ne kadar samimi hep birlikte görelim.
Bu konuyla ilgili yazılarımı önümüzde ki günlerde tekrardan gündeme taşıyacağım.
Kalın sağlıcakla.
2018 yılı Nisan, Haziran ve Aralık aylarında kaleme aldığım yazım ve çıkan haberlerin linkleri aşağıda tıklayıp okuyabilirsiniz…