Bu ittifak 'CUMHUR' değil 'CUKKA' ittifakıdır
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Şenol Bal'ın, 'Seçim İttifakı Kanun Tasarısı' hakkında yaptığı basın açıklamasında 'Bu İttifak sisteminden beklenen, MHP barajı geçecek ve hazine yardımını kurtaracak, AKP ise hak etmediği sayıda milletvekili çıkaracaktır. Hesap budur! 'Çekin Bu Tasarıyı!' Bu ittifak 'CUMHUR' değil 'CUKKA' ittifakıdır. dedi.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Şenol Bal'ın açıklaması şu şekilde;
Seçim ve Siyasi Partiler Yasalarında değişiklik yapan uyum paketi tasarısı, İktidarın aczini ve çaresizliklerini açıkça ortaya koymaktadır. Son 15 yıldır sürekli koalisyonları kötüleyen iktidar, şimdi ittifak ambalajı ile “seçmeni aldatma ve seçim hilelerini” yasallaştırmaya çalışmaktadır.
BU UYUM YASASI DEĞİL” SİYASİ SIĞINMA VE PROMOSYON” YASASIDIR.
Bir siyasi partiye mensup olup da partisinden ayrılmadan başka partiden adaylık yolunun açılması, her iki partinin mensuplarına da saygısızlıktır. Bu yol açılırsa, sürekli kandırılmaktan şikâyet eden seçmenin kandırılması alenileşir. Ayıplı bir siyasi anlayış ve sınıf peydah olur. Bu hüküm tümüyle siyasi ahlak, gelenek ve işin doğasına aykırıdır.
Diğer yandan tamamen bir “kime niyet, kime kısmet” sonucu doğuracak bir yöntem önerilmiştir.
Haftalardır konuşulan bir çalışmadan, ‘Seçmenin yapmadığı tercihi, yapılmış gibi, vermediği oyu, verilmiş gibi gösteren’ ucube bir taslak çıkmıştır. Ona göre seçimden netice çıkaran, hesap yerine “tahmin ve simülasyon” yöntemi ile vekil seçimi öngören bir ucubeye sığınılmıştır.
Bu, belki AKP, MHP ve BBP yönetimlerinin işine gelebilir. Çünkü tek başlarına seçime katılma yeterliliği olup da seçmene ve kendi kitlesine güvenemediği için birbirine yamanan bizzat “ittifakçı” genel başkanlardır.
‘TORBA KANUN’DAN, ‘ÇUVAL PARTİ’YE !
“Torba Kanun” mantığından “Çuval Parti” mantığına geçilmiştir. Hep birlikte göreceğiz, Ülkücüler AKP çuvalına girmeyecektir.
Bu açıkça seçmenin iradesine ve kanuna karşı hiledir! Tek başına barajı geçemeyen partinin, başka partililerin verdiği oyla barajı geçmesi, siyaseten ahlaki olmadığı gibi, hukuken de adaletsizliktir!
Bunun yerine daha demokratik olan seçim barajının indirilmesidir! Hem ahlaki, hem adil, hem de demokratiktir.
“CUMHUR” DEĞİL, “CUKKA” İTTİFAKI
Bu İttifak sisteminden beklenen, MHP barajı geçecek ve hazine yardımını kurtaracak, AKP ise hak etmediği sayıda milletvekili çıkaracaktır. Hesap budur! Bu ittifak “CUMHUR” değil “CUKKA” ittifakıdır.
ANAYASA İHLALİ VAR!
Bu tasarıyla; “Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır” diyen Anayasamızın 79.maddesi boşa çıkarılmakta ve açıkça Anayasa ihlali yapılmaktadır.
Yasa teklifinin genel gerekçesinde “Seçimlerin dürüstlük kurallarına uygun biçimde yapılmasını sağlamak Devletin en önemli görevleri arasındadır” denilmiştir. Oysa demokrasilerde ve ükemizdeki uygulamada seçimleri, devlet değil, seçime giren siyasi partiler, bağımsız bir yüksek mahkeme olması gereken YSK’nın gözetiminde yürütürler.
Sandık yerlerinin mülki idare amirleri tarafından keyfi olarak değiştirilmesi veya taşınması uygulaması ise ayrı bir tuzaktır. Muhalefete oy verecek seçmenleri güvenlik bahanesiyle iktidarın baskın olduğu yerlere taşıyıp, sandığa gitmeye isteksiz hale getirmeye veya mahalle baskısıyla iradesini yönlendirmeye yol açabilecektir. Seçimlerin yargı denetim ve gözetimi altında yapılması ilkesi yok edilecektir.
1950’den beri yargı gözetiminde yapılan seçimlerde sandık kurulu oluşumunda veya işleyişinde bugüne dek kayda değer bir olumsuzluk yaşanmamıştır. Mevcut halin korunması yeterlidir. Çünkü ilçe seçim kurullarında, en az 6-7 seçimde görev alanlardan oluşan bir isim envanteri mevcut olup, bunlar işini hakkıyla yapan kamu personelinden oluşmaktadır.
Bu yapının değiştirilmek istenmesi, YSK yasasında yapılan değişikliklerle birlikte değerlendirildiğinde, İlçe Seçim Kurullarının müdürlerinin de henüz yakın zamanda atandıkları dikkate alındığında, tamamen iktidara bağlı bir seçim düzeni oluşturulması hedeflenmektedir.
Sandık yerlerinin ve kütüklerinin, nakiller dışında değiştirilmemesi seçim hukukunun yıllardır uygulana gelen en temel kuralıdır. Seçmenlerin mevcut sandıklardan başka yere kaydırılması, seçmen listelerinin askıya çıkarılmasını anlamsız kılacak ve otokontrol imkânını ortadan kaldıracaktır. Seçmen taşınması veya sanal seçmen ihdasından habersiz olunması sebebiyle hileye zemin hazırlanmış olacaktır.
Bu gerekçelerle, söz konusu madde tümüyle Anayasaya aykırıdır.
16 Nisan 2017 referandumu ile bazı maddeleri değişen Anayasa’nın, henüz tüm hükümleri yürürlüğe girmediği için kuvvetler ayrılığı sistemi halen geçerli olmalıdır. Buna göre adına CB Hükümet Sistemi denilse de, anayasal adı Yürütme Organıdır. Yasama Organı ise halen TBMM'dir. Buna göre 2 ayrı erk seçimlerinin aynı gün yapılması mümkün, ancak aynı zarfa konulacak pusulalarla yapılması Anayasaya aykırıdır!
Uygulamada hiçbir faydası olmayan “aynı zarfa atma” işlemi seçmen yönlendirme ve özellikle ittifak yapmış partilerin seçmeni üzerinde psikolojik baskı amaçlı bir düzenlemedir. Daha da ötesi, beklenmeyen sonuçlarda müttefiklerin birbirlerine hesap sormasına yaramaktan başka anlamı ve gereği yoktur.
SEÇİM GÜVENLİĞİ TEHLİKEDE! DENETİMSİZLİK HAD SAFHADA!
Mühürsüz zarf ve pusulanın geçerli sayılması, seçimleri yargı yönetim ve denetiminden çıkartır!
Anayasamızın 79. Maddesi hükmünün hayata geçirilmesinin aracı, işte o mühürdür. Mühür yoksa, o zarf anayasal koruması ve güvenirliliği olan bir zarf değildir. Herkesin matbaada bastırıp kullanabileceği bir oy pusulası ve zarfı olabilir.
Türk siyasi tarihinde pusula veya zarfına mührün sehven basılmadığı sonuca etkili sayıda bir seçim asla olmamıştır! Mahalli hatalarda seçim hakimleri derhal oy vermeyi durdurup, tutanak yapıp eksikliği tamamlayıp seçimi devam ettirmişlerdir! Bu gerekçe ile önerilen değişiklik kabul edilemez.
Bu düzenleme geleceğe dönük seçim hilelerinin önünü ve yolunu açabilecek olduğu gibi, aynı zamanda hepimizin bildiği ve yaşadığı son Anayasa referandumundaki tam kanunsuzluk hali olmasına rağmen, mühürsüz zarf ve pusulaların geçerli sayılmasına da, meşruiyet kazandırma maksatlı bir düzenlemedir.
Bu haliyle yasalaşması durumunda, ülkemizde seçim güvenliği tümüyle ortadan kalkacak ve otoriter rejimlerdeki gibi, şeklen oy verilen anlamsız seçimler yapılmış olacaktır.
Görülen odur ki, bir parti barajı geçmek ve hazine yardımı karşılığında, bir diğeri de iktidarını kaybetmemek için seçim hilelerine tevessül etmektedirler. Burada gerçek anlamda bir ittifak söz konusu değildir. “Ver Bilal’i Al hilali”pazarlığından, “Ver rüşveti Al oyu” söylemine gelinmiştir.
Uyarıyoruz, bu yol çıkar yol değildir.
Çekin bu tasarıyı!