- Haberler
- Eğitim
- Eğitim-İş'ten Rehber Öğretmenlere Verilen Re'sen İcap Görevine Sert Tepki: 'Öğretmenler Aynı Anda Kaç Bakanlığa Çalışacak?'
Eğitim-İş'ten Rehber Öğretmenlere Verilen Re'sen İcap Görevine Sert Tepki: 'Öğretmenler Aynı Anda Kaç Bakanlığa Çalışacak?'
VİDEOLU HABER Eğitim-İş tarafından yapılan açıklamada, Türkiye genelinde rehber öğretmen yetersizliğinin ciddi boyutlarda olduğu belirtildi.
Eğitim-İş Sendikası, rehber öğretmen Nil Teker’e verilen Adalet Bakanlığı’na bağlı re’sen icap görevini protesto ederek, bu uygulamanın hem hukuka hem de öğretmenlerin meslek onuruna aykırı olduğunu belirtti. Eğitim-İş Genel Özlük Hukuk Sekreteri Yeliz Toy, yaptığı açıklamada Milli Eğitim Bakanlığı’nın rehberlik hizmetlerindeki yetersizliklerine dikkat çekerek, öğretmenlerin angarya görevlere zorlanmasına karşı mücadele edeceklerini vurguladı.
“Öğretmenlere Meslek Dışı Görevler Yüklenemez”
Eğitim-İş tarafından yapılan açıklamada, Türkiye genelinde rehber öğretmen yetersizliğinin ciddi boyutlarda olduğu belirtildi. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki 70 bin okul ve kurumda yalnızca 42.500 rehber öğretmenin görev yaptığı, bu durumun bir rehber öğretmene düşen öğrenci sayısını 423’e çıkardığı ifade edildi. Aksoy, “Bir rehber öğretmenin aynı anda iki ya da üç okulda görev yapmak zorunda bırakılması, eğitimdeki nitelik sorununu açıkça gözler önüne seriyor,” dedi.
“Nil Öğretmenimize Haksızlık Yapıldı”
Adalet Bakanlığı tarafından Nil Teker’e verilen re’sen icap görevinin ardından, görevi kabul etmediği için hakkında dava açıldığını ve öğretmenin 25 Eylül’de mahkemeye zorla götürüldüğünü belirten Aksoy, “Bu uygulama hukuksuz olduğu kadar insanlık onuruna da aykırıdır. Daha önce de Turgutlu Adliyesi’nde benzer bir olay yaşanmış ve bir öğretmen gece evinden ters kelepçeyle alınmıştır. Nil Öğretmenimize yapılan bu haksızlığa karşı tüm hukuki yolları kullanacağız,” şeklinde konuştu.
“Adalet Bakanlığı Kendi Kadrosunu Güçlendirmeli”
Açıklamada, Adalet Bakanlığı’nın çocukların psikolojik destek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kendi kadrolarını güçlendirmesi gerektiği vurgulanarak, rehber öğretmenlerin Adalet Bakanlığı’nın eksikliklerini kapatmak üzere görevlendirilmesinin kabul edilemez olduğu ifade edildi. Aksoy, “Bu durum hem okullardaki milyonlarca öğrencinin rehberlik hizmeti hakkını hem de adli olaylara maruz kalan çocukların sağlıklı psikolojik destek alma hakkını gasp etmektedir,” dedi.
“Sorularımızı Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e Yöneltiyoruz”
Yeliz Aksoy, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e şu soruları yöneltti:
• Milli Eğitim Bakanlığı kadrosundaki öğretmenler, mesai saatleri dışında da diğer bakanlıklara mı hizmet verecek?
• Herhangi bir kamu kurumunun ihtiyaç duyduğu anda görev vereceği başka bir meslek grubu var mı?
• Okulların öğretmen ihtiyacını karşılamaktan yetersiz olduğunuzu Adalet Bakanı’na itiraf etmeyi düşünüyor musunuz?
“Angaryaya Karşı Mücadele Edeceğiz”
Eğitim-İş Sendikası, rehber öğretmenlere meslek sınırlarını aşan görevler yüklenmesine karşı yasal ve uluslararası platformlarda mücadele edeceğini açıkladı. Açıklamanın sonunda, “Öğretmenler kapıkulu değildir, meslek onurunu korumak için her türlü hukuki yola başvuracağız,” ifadelerine yer verildi.
EĞİTİM-İŞ GENEL ÖZLÜK HUKUK SEKRETERİ YELİZ TOY’UN YAPTIĞI BASIN AÇIKLAMASI’NIN TAMAMI AŞAĞIDADIR.
Öğretmenler Aynı Anda Kaç Bakanlığa Çalışacak?
Değerli Basın mensupları, Kıymetli Katılımcılar, Sizleri Eğitim-İş Merkez Yönetim Kurulu adına selamlıyorum.
Eğitim-İş olarak yürüttüğümüz mücadelenin en önemli ayaklarından birisi nitelikli eğitim mücadelesidir. Çocuklarımızı bilimsel bilgi ile donatacak okullarımızda aynı zamanda tüm çocuklarımızın sağlıklı kişilik gelişimi, sosyal gelişimi ve kariyer gelişimi açısından yeteri kadar desteklenmesi nitelikli bir eğitimin vazgeçilmez ihtiyaçlarıdır. Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı 70 bin okul ve kurumda yalnızca 42.500 Psikolojik Danışman/Rehber Öğretmen görev yapmaktadır. Bugün her okula bir Rehber Öğretmen bulunmadığı gibi örgün eğitimde 1 Rehber Öğretmene 423 öğrenci düşmektedir. PDR alan öğretmenlerinin bir kısmının da Rehberlik ve Araştırma Merkezlerinde görev yaptığı düşünüldüğünde bu sayı daha da artmaktadır. Oysa ki PDR alan öğretmenlerinin öğrencinin kişilik gelişimi, sosyal gelişimi, kariyer gelişimi gibi alanlarda verimli çalışabilmesi için daha az sayıda öğrenciyi gözlemlemesi, yönlendirmesi ve desteklemesi şarttır.
Halihazırda Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarındaki PDR alan öğretmen sayısı ihtiyacı karşılamaya yetmediği için aynı anda 2 okula, kimi yerlerde 3 okula 1 PDR alan öğretmeni hizmet vermeye çalışmaktadır. Bu durum Milli Eğitim Bakanlığı’nın Rehberlik Hizmetlerinin gerekliliğini anlamadığını ortaya koymaktadır.
Bu gerçeklere rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı kurumda görev yapan Nil öğretmenimize Adalet Bakanlığı tarafından resen icap görevi verilmiştir. Nil Öğretmenimiz kendisine resen verilen bu icap görevine gitmediği için görevi ihmalden kendine dava açılmıştır. Dava tebligatı kendisine ulaşmadığı halde 25 Eylül’de zorla mahkemeye götürülmüştür. Hukuksuzca yapılan işleyişe bir de iş bilmezlik eklenmiştir. Turgutlu Adliyesi icap görevi konusunda öğretmenlerin nazarında sabıkalıdır. 2018’de de benzer bir olayda işgüzar bir yetkili icap görevi verilen öğretmeni gece evinden ters kelepçeyle göz altına alınarak güç gösterisi yapılmıştı. Şimdi benzer bir baskıyı da Nil Öğretmen yaşamaktadır. Yetkisi ve konumu bakımından her kim olursa olsun, öğretmenlere angarya niteliğindeki görevler için kanunun boşluklarının arkasına sığınarak mahkeme sopası göstermeye kalkışanların karşısına dikilerek en temel çalışma haklarımızı koruyacağız.
Öğretmenler sizlerin kapıkulu, her an angarya görevler yükleyeceğiniz hazır kıta personel değildir.
Çocuklarımızın geleceğe sağlıklı bireyler olarak hazırlanması için rehberlik hizmetlerini nitelikli hale getirmesi gereken Milli Eğitim Bakanlığının,
*Her bir PDR alan öğretmenine verimli çalışılabilecek sınırların birkaç kat üzerinde sorumluluk yüklemesi yetmezmiş gibi,
*Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik Hizmetleri alanında da yetersiz değilmiş gibi,
*Bir de PDR alan öğretmenlerinin Adalet Bakanlığı kadrolarındaki boşluğu doldurmaları için icapçı olarak görevlendirilmeleri kabul edilemez.
Bu görevlendirmeler okullarda nitelikli rehberlik hizmetine ihtiyaç duyan milyonlarca öğrencinin hakkını gasp etmektir.
Milli Eğitim Bakanlığına bağlı çalışan PDR alan öğretmenlerinin aynı zamanda Adalet Bakanlığı kadrolarındaki boşluğu doldurmaları beklenemez. Adli olaylara konu olan; kollukla, savcılıkla, mahkemeyle karşılaşmanın travmasını yaşayan çocukların desteklenmesi için Adalet Bakanlığı’na bağlı görev yapan Psikolojik Danışman/ Rehber Öğretmen kadrolarına yeterli sayıda atama yapılmalıdır.
Bu uygulama psikolojik desteğe; adliyelerde, savcılıklarda, karakollarda, yani çocuklar açısından travmatik etkileri olan ortamlarda ihtiyaç duyan çocukların gerçek anlamda destek alma haklarını gasp etmektir. Çocuk Koruma Kanunu’nda ihtiyacın karşılanmasında son çare olarak yer verilen “diğer kamu kurumlarındaki personelden yararlanma” ifadesini yaygın uygulamaya dönüştüren bu tutum hem okullarımızdaki milyonlarca öğrencinin nitelikli Rehberlik Hizmeti hakkını, hem de adli durumlarla karşılaşmış çocukların nitelikli psikolojik destek alma hakkını gasp etmektir.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e soruyoruz:
• Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında görev yapan öğretmenler mesai saatleri dışında da diğer bakanlıklara mı hizmet verecektir?
• Kamuda öğretmenler dışında, herhangi bir bakanlığın, herhangi bir kamu kurumunun ihtiyaç duydukça görev emri vereceği başka bir meslek grubu var mıdır?
• Milli Eğitim Bakanı olarak okulların öğretmen ihtiyacını karşılamakta yetersiz olduğunuz gerçeğini Adalet Bakanı’na itiraf etmeyi düşünüyor musunuz?
Ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmen atama beklerken öğretmen kadrolarını boş bırakıp 1 öğretmene 3 kişilik angarya görev yüklemenize seyirci kalmayacağız. Kanunlar gerektiğinde boşluklarından yararlanıp emek sömürmeniz için araç değildir.
Nil Öğretmenimize yaşatılan bu haksızlığa karşı Eğitim-İş olarak öğretmenlerin meslek onurunu korumak için tüm hukuki yolları kullanacağız. Angarya yasağına karşı yüksek yargı organları ve uluslararası çalışma örgütleri de dahil olmak üzere tüm girişimlerde bulunup Nil Öğretmen üzerinden öğretmenlere sopa gösterenlere gereken cevabı vereceğiz.İfadeleri kullanıldı.