İstismarın Çeşitleri ve Toplumdaki Derin Yozlaşma
Haber Kasaba Gazetesi Köşe Yazarlarından Haşim Karataş, 'İstismarın Çeşitleri ve Toplumdaki Derin Yozlaşma' başlıklı bir yazı kaleme aldı. Karataş yazısında İstismar: Halkın Güveni ve Umutlarını yok ediyor dedi.
İSTİSMARIN ÇEŞİTLERİ VE TOPLUMDAKİ DERİN YOZLAŞMA
Günümüzde “istismar” denince akla ilk gelen cinsel istismar olsa da, aslında istismar hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Siyasetten spora, eğitimden sanata kadar birçok alanda farklı biçimlerde istismar vakaları toplumsal düzeni ve güveni derinden sarsmakta. Bireylerin kişisel çıkarları uğruna etik değerleri hiçe sayarak başvurdukları istismar, toplumu adaletsizliğe, güvensizliğe ve yozlaşmaya sürüklüyor.
Siyasette İstismar: Halkın Güveni ve Umutlarını yok ediyor
Siyaset dünyasında halkın temiz duyguları ve güveni, kimi siyasetçiler tarafından kolayca istismar ediliyor. Vatandaşın oyunu kazanmak için verilen boş vaatler, seçim sonrasında unutuluyor. Halkın siyasete olan güvenini ve umudunu sürekli olarak istismar eden bu sistem, toplumda derin bir güvensizlik yaratıyor. Adil bir toplum düzeni için siyasetçilerin şeffaf ve dürüst bir yönetim sergilemesi gerekiyor. Ancak, bireysel çıkarlar bu temel ilkeleri gölgede bırakıyor ve siyasetin gerçek anlamda halk için yapılması gerektiği anlayışını zedeliyor.
Sporda İstismar: Sahalardan Gösteri Sahnesine
Futbol gibi geniş bir izleyici kitlesine hitap eden sporlarda da istismar vakalarıyla karşılaşıyoruz. Maç sahaları, sporun ruhunu temsil etmesi gerekirken, bazıları tarafından bir gösteri sahnesine dönüştürülüyor. Sporun, genç nesiller için sağlıklı bir örnek teşkil etmesi gerekirken, bu tür istismarlarla sporun asıl değerleri gölgede kalıyor. Sporcuların ve taraftarların sporu bir şov unsuru olarak kullanması, gençlere yanlış örnek oluşturuyor ve sporun toplum üzerindeki olumlu etkisini yitirmesine neden oluyor.
Eğitimde İstismar: Bilginin ve Ahlakın Zedelenmesi
Eğitim, toplumun geleceğini şekillendiren en önemli alanlardan biridir. Ancak eğitimdeki istismar vakaları, öğrencilerin ve eğitimcilerin karşılıklı olarak sorumluluklarından uzaklaştığı bir ortam yaratıyor. Bazı eğitimciler mesleki etik değerlerden uzaklaşırken, bazı öğrenciler de sadece diploma almak için okula gidiyor. Bu tür istismar, gençlerin bilinçsiz ve donanımsız bireyler olarak yetişmesine yol açarken, eğitimin asıl amacını da gölgede bırakıyor. Eğitim sisteminde yaşanan bu yozlaşma, geleceğin temel yapı taşlarından biri olan eğitimi zayıflatıyor.
İş Dünyasında İstismar: Çalışma Hakkının İhlali
İş dünyasında da istismar, hem işçiler hem de işverenler arasında karşılıklı olarak görülebiliyor. Çoğu işçi, düşük ücretler ve uzun çalışma saatleri gibi koşullara maruz kalırken, işverenler de bazen işçiler tarafından suistimal ediliyor. Bu istismar döngüsü, çalışma hayatındaki adaleti yok ederek güvensizlik yaratıyor. Oysa ki, iş dünyasında huzur ve verimlilik için işçilerin ve işverenlerin karşılıklı olarak etik çerçevede hareket etmesi büyük önem taşıyor.
Çözüm: İstismarsız Bir Toplum İçin Ortak Adımlar
Toplumun farklı alanlarında yaşanan bu istismar vakalarına son vermek için bireysel ve toplumsal farkındalığın artırılması gerekiyor. Ailelerden başlayarak, bireylere etik değerler ve sorumluluk bilinci aşılanmalı; eğitim sisteminde ise yalnızca bilgi değil, değer eğitimi de önemsenmeli. Herkesin kendi alanında dürüst, saygılı ve sorumluluk sahibi bireyler olarak hareket etmesi, istismarın önüne geçmek için en önemli adımlardan biridir.
Temennim, toplumumuzun istismardan arındırılarak daha şeffaf, adil ve güvenilir bir yapıya kavuşmasıdır. Güvenli bir toplum düzeni için istismarın her türlüsüne karşı birlikte mücadele etmeli ve gelecek nesillere daha huzurlu bir dünya bırakmalıyız.
Saygılarımla.
Haşim Karataş - Haber Kasaba