MHP'den Sağlık Bakanlığının açıklamasına çok sert cevap!
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul MilletvekiliSemih Yalçın 'Sağlık Bakanlığı Tarafından Yapılan Açıklama' hakkında çok sert, yazılı bir açıklama yayınladı.
Yalçın açıklamsında "Bakanlık açıklamasında, mesele mecrasından saptırılarak isim verilmeden Sayın Devlet Bahçeli eleştirilmekte ve değerlendirmelerinin de “gelişmelerle ilgili yeterli bilgiye ulaşılamamış olmasından kaynaklandığı” öne sürülmüştür.
Sayın Devlet Bahçeli’nin bahse konu açıklamasına durup düşünmeden, iyice araştırılmadan Sağlık Bakanlığınca alelacele verilen bu cevaptaki sorunlu ve seviyesiz üslup; fevkalade rahatsız edici bulunmuştur.
Sayın Genel Başkanımızın bir süredir ısrarla kamuoyuna aksettirdiği uyarıcı mahiyetteki görüşlerinin seçkin devlet geleneklerimiz yok sayılarak Sağlık Bakanlığı tarafından alelade birinin açıklamasıymışçasına saygı ve ölçülerine dikkat edilmeden mütalaa edilmesi, kabul edilemez." dedi.
İşte o açıklama;
"Milletimizin birlik ve bütünlüğü Türkiye’nin bekası uğruna MHP’nin gösterdiği diğerkâmlık ve fedakârlığın yeterince takdir edilmediği ve aynı rikkat ve özenin bazı çevrelerce sergilenmediği üzülerek görülmektedir.
MHP’nin siyasi gayret ve faaliyetlerinin; Türkiye’nin bütünlüğüyle devletin bekasını teminden ibaret olmadığı, cümlenin malumudur.
MHP, kurulduğu dönemden bu yana yaklaşık 50 yıl süren siyasi mücadelesinde ülkemizi ve Türk insanını ilgilendiren hemen her konuda kalıcı ve fark yaratıcı projeler üreten bir siyasi parti olmuştur.
MHP; milletimizin refahına, toplumsal barışın yerleşmesine, her alanda adaletin tecellisine, hukukun üstünlüğünün teminine ve mağduriyetlerin giderilmesine yönelik çözüm önerileri sunmuştur.
MHP, yarım asrı bulan onurlu geçmişinde millet vicdanına sinmiş; halkın beklenti ve taleplerinin tercümanı, varlık azminin ve egemenlik haklarının temsilcisi olmuştur.
Bizzat Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin yıllar önce kamuoyuna mal ettiği veciz ifadeyle “Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben.” düsturunu kendisine siyasi prensip edinmiştir.
MHP; kendi siyasi geleceğine, çıkar ve beklentilerine değil, insana ve milletine odaklanmıştır. MHP, milletimizin dertlerini dert edinmiş; konum, makam, rütbe, sınıf ayırt etmeksizin; mahkûm, mevkuf, zanlı, serbest demeksizin halkımızın bütün fertlerinin sorunlarına eğilmeyi görev bilmiştir.
MHP; adaletin tecellisine herkesin rıza göstermesi gerektiğini, bununla birlikte hukukun üstünlüğü ilkesinin milletimizin bütün fertlerini ihata etmesi zaruretini savunagelmiştir.
MHP, aynı zamanda adaletin kestiği parmağın kan kaybından ölümlere yol açıp mağduriyetler yaratmaması için de olanca gücüyle çaba sarf etmiştir.
Çünkü geçmişte zulümler, adaletsizlikler ve hukuksuzluklardan en çok çeken; bu yolda genç fidanlarını ve iyi yetişmiş mensuplarını darağaçlarına gönderip toprağa veren siyasi parti mensupları MHP’liler olmuştur.
“Damdan düşenin hâlinden damdan düşen anlar.” misali, mensuplarının önemli bir kısmı yıllarca damlara tıkıldığı için damda yatanların hâlini iyi bilen MHP; Türk toplumunun bir parçası olan kader mahkûmlarıyla da bu yüzden içtenlikle ilgilenmiştir.
Bu hususta bir yasa teklifi hazırlanmakta oluşu da MHP’nin bahse konu ilkeleri ve hassasiyetleri çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Sayın Genel Başkanımızın son dönemde Alaattin Çakıcı konusuna gösterdiği insani ilgi ve itina da bu doğrultuda mütalaa edilmelidir.
Genel Başkanımızın son olarak Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesindeki çok sayıda gözaltı sonrasında, “Ülkemizde çok yönlü sosyal, siyasal ve ekonomik sorunların yoğunlaştığı ve derinleştiği bu süreçte Türkiye’nin ve yönetiminin tek sorunu Sayın Alaattin Çakıcı olmasa gerektir. Alaattin Çakıcı hakkında daha önce verilen sağlık raporuyla ilgili kuşkular Sağlık Bakanlığınca bugüne kadar incelenerek pekâlâ sonuca ulaştırılabilirdi.” diye konuşmuştur.
Bunu çok sayıda tutuklama takip etmiş, arkasından da Sağlık Bakanlığının Sayın Genel Başkanımızın beyanlarına yönelik acul ve acemi bir üslupla hazırlanmış cevabı gelmiştir.
Bakanlık açıklamasında, mesele mecrasından saptırılarak isim verilmeden Sayın Devlet Bahçeli eleştirilmekte ve değerlendirmelerinin de “gelişmelerle ilgili yeterli bilgiye ulaşılamamış olmasından kaynaklandığı” öne sürülmüştür.
Sayın Devlet Bahçeli’nin bahse konu açıklamasına durup düşünmeden, iyice araştırılmadan Sağlık Bakanlığınca alelacele verilen bu cevaptaki sorunlu ve seviyesiz üslup; fevkalade rahatsız edici bulunmuştur.
Sayın Genel Başkanımızın bir süredir ısrarla kamuoyuna aksettirdiği uyarıcı mahiyetteki görüşlerinin seçkin devlet geleneklerimiz yok sayılarak Sağlık Bakanlığı tarafından alelade birinin açıklamasıymışçasına saygı ve ölçülerine dikkat edilmeden mütalaa edilmesi, kabul edilemez.
MHP olarak aşağıdaki soruları sorma ihtiyacı duyuyoruz:
Sayın Genel Başkanımızın hemen her konuda olduğu gibi adaletin tecellisine, mahkûmiyetlerin zulme, hoyratlığa, kasti eziyete ve mağduriyete dönüşmemesine yönelik çabaları neden başından beri görmezden gelinmektedir?
Durumdan vazife çıkaranlarla fırsatı değerlendirenler bir araya gelmiş Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin yerleşme sürecinin yarattığı boşluktan bilistifade yetki ve nüfuz istismarıyla güç gösterisi yapanlar mı bulunmaktadır?
Sayın Cumhurbaşkanı’nın Cumhur İttifakı konusunda gösterdiği fevkalade hassasiyete ve yerel seçimlerde de ittifak ruhuyla hareket edilebileceğine dair beyanlarına rağmen, bundan rahatsız olan bazı çevreler birtakım dolaplar döndürme hevesine mi kapılmışlardır?
Türkiye’nin bunca derdi varken, Alaattin Çakıcı konusunun hayat memat ve prestij meselesi, kavga vasıtası hâline getirilmesi ne anlama gelmektedir?
MHP’nin millet vicdanından beslenen siyasi müessiriyeti ve özgül ağırlığı kimleri neden rahatsız etmiştir ve etmektedir?
Bir maksada mebni olduğunu düşündüren bu tutum ve vaziyet, partimize dönük ince bir mesaj mı taşımaktadır?
Alaattin Çakıcı konusuna gösterilen özenin, FETÖ’nün siyasi ayağı konusunda da izhar edilmesini beklemek hakkımızdır.
Biz, olanca hüsnüniyetimiz ve samimiyetimizle bu konunun üzerine gitmeye devam edeceğiz.
MHP’nin kimseye diyet borcu mecburiyeti yoktur.
Cumhur İttifakı bir koalisyon değildir ve millî mutabakat ruhuna dayalı bir demokratik protokoldür.
Bu protokolün ruhunu zedeleyenler, ona gereken içtenliği göstermeyenler bilmelidir ki MHP; fedakârlığının ve hoşgörüsünün istismar edilmesine izin vermeyecektir.
Türkiye’nin uğraşacak bunca meselesi varken MHP’nin hassasiyetleri üzerinden kriz ve anlaşmazlık üretmeye çabalamak, ayağına kurşun sıkmaktır.
Bu böyle bilinmelidir."