Özdağ AK Parti'deki istifa furyasını değerlendirdi

Yeni parti kurma hazırlığındaki eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve beraberindeki yol arkadaşları Selçuk Özdağ, Ayhan Sefer Üstün, Abdullah Başçı'nın istifasının ardından parti kurucuları arasında yer almış ve önemli kademelerde görev almış isimlerle beraber artarak devam eden istifa furyasıyla AK Parti'de sular durulmak bilmiyor.

Yaşanan süreçle ilgili olarak demokratbasin.com haber sitesinin sorularını cevaplandıran  AK Parti eski Genel Başkan Yardımcısı Akademisyen ve Siyasetçi Prof. Dr. Selçuk Özdağ, “Sayın Davutoğlu ve bizlerin istifasının ardından artarak devam eden istifaları Sayın Davutoğlu'na ve arkadaşlarına olan güvene ve itimata bağlıyoruz. Sayın Davutoğlu ve bizlerin ifade ettiklerinin kamuoyu nezdinde ve AK Parti teşkilatlarında karşılık bulduğunu, yer edindiğini ve doğru olduğuna kanaat gerildiğini görüyoruz” dedi.

AK Parti'de devam eden istifa furyasıyla ilgili demokratbasin.com'a değerlendirmede bulunan AK Parti eski Genel Başkan Yardımcısı ve 24.25.26. Dönem Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “Sayın Ahmet Davutoğlu ve arkadaşları olarak bizler AK Parti'de iyi gitmeyen hususları dile getirdik. Milletin dertlerini ve problemlerini dile getirdik ve bu dertlerle, problemleri “Çözün” diyerek  AK Parti'deki yöneticilere seslendik ancak oradan gelen cevap tedbirli olarak kesin ihraç talebiyle disipline sevketmek olunca kamuoyunda büyük bir infial oluşturdu, vicdanlara dokundu. Vatandaş nezdinde “Davutoğlu ve arkadaşları haklı. AK Partiyi yönetenler yanlış yapıyorlar” karşılığı buldu. Bunun akabinde de Sayın Davutoğlu ve arkadaşları olarak bizler ihraç kararını beklemeden yapılan bir basın açıklamasının ardından istifa ettik. Bu istifaların ardından da AK Parti'de görev yapmış çok sayıda Bakanlık ve Milletvekilliği görevinde bulunmuş isimlerle, İl ve İlçe Başkanlarıyla, yöneticiler istifa etti. Bu istifalar hala devam etmekte olup süreç her geçen gün bu istifaların artacağını gösteriyor. Adalet ve Kalkınma Partisi Türkiye'de çok önemli işler başardı, önemli icraatlara imza attı. Ama son 3-4 senedir özellikle isimleri herkesçe bilinen Bakanların yüce divana gitmemesi ya da yüce divandan aklanarak gelmemesinin ardından zaten parti içerisinde kırılmalar başlamıştı. Bunun üzerinden yaklaşık 1,5 yıldır da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemindeki yanlışlıklar nedeniyle de AK Parti kan kaybediyor. Tüm bu kan kaybına rağmen AK Partili yöneticiler yaşananları görmezlikten geliyor ve kulak arkası yapıyorlar” dedi.

TÜRKİYE'YE YENİ BİR ÜMİT OLACAĞIZ

Parti içerisindeki dik duruşları ve itirazları sonucunda AK Partili yöneticiler tarafından daha düne kadar hatırlanmayan kişilerin tekrar hatırlandığını kaydeden Özdağ, “Bizim itirazlarımız, yol göstericiliğimiz, uyarıcılığımız sayesinde hiç gündemde olmayan kişiler görevlere davet edilmeye başlandı. Demek ki varlığımız, itirazlarımız, eleştirilerimiz bile birilerine vefayı hatırlatıyor. Birilerine birilerinin zamanında hizmetler yaptığını ve yine hizmetler yapabileceği düşüncesini hatırlatıyor. Yine aynı şekilde bizim istifalarımızla beraber daha düne kadar hiç hatırlanmayan, hatırları dahi sorulmayan, “Akıllarda soru işareti dahi uyandırmayan kişiler aaaaaa! Orada da bir arkadaşımız var mı? Sorusuyla tekrar hatırlanmaya başladılar. Bunlar dahi bizim doğru işler yaptığımızı gösteriyor. O nedenle temenni ediyoruz ki Adalet ve Kalkınma Partisi tekrar fabrika ayarlarına dönsün. Bundan da memnuniyet duyarız ve asla gocunmayız. Çünkü siyasette yarışacağımız yapıların, yarışacağımız kişi ve kuruluşların güçlü olmasını isteriz. Her güçlü kuruluşla yarışmak  kaliteyi, seviyeyi, projeleri ve hizmette yarışı getirir. Laf kalabalıklarıyla değil de icraatlarla, eylemlerle hizmetin getirileceğine inanıyoruz. O nedenle Biz bundan sonra parti ve program ve tüzüğümüzü tamamlayıp kurucular kurulumuzu açıklayacağız. Bunla beraber parti ismi, logosu üzerine çalışmalarımız devam ediyor. Bunların ardından da süreç devam ederek parti tüzüğümüzü İçişleri Bakanlığı'na teslim ederek Türkiye genelinde teşkilatlarımızı kuracağız. Bunların tamamını Sayın Davutoğlu'nun liderliğinde arkadaşlarımızla hep birlikte ve aynı anda yapıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızı tamamlayarak güçlü bir şekilde çıkacak ve Türkiye'ye yeni bir ümit olacağız” dedi.

BİR FİKİR VE EYLEM HAREKETİYİZ

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin yanlış olduğunu ama yanlışlarla dolu sistemle seçime de girileceğinin farkında olduklarını kaydeden Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü, “Bu yanlış sistemde 50+1'i tek başımıza almanın yollarını araştıracağız. Türkiye'nin bütün problemlerini dile getiren, çözüm önerileri sunan bir yapı oluşturmayı hedefliyoruz. Bunu yapabilecek tecrübemiz, bilgimiz, ahlakımız ve kadromuz var. Bilgi, ahlak ve tecrübeyi bir araya getiren bir fikir ve eylem hareketiyiz.”

İDEOLOJİ SİYASETİ YAPMAYACAĞIZ 

AK Parti- MHP ve İP yakınlaşmasının takdirini kamuoyuna bıraktıklarını kaydeden AK Parti eski Genel Başkan Yardımcısı ve 24. 25. 26. Dönem Manisa Milletvekili Akademisyen ve Siyasetçi Prof. Dr. Selçuk Özdağ, “Biz bunlarla ilgili konuşmak yerine Türkiye'nin problemlerine çözüm sunacak icraat, eylem ve projelere imza atmak istiyoruz. Örneğin milyonlarca vatandaşımız EYT ile ilgili bir beklenti içerisinde. KHK'larla ilgili problemler var, yargıyla, adalet mekanizmasıyla, OHAL'deki dosyalarla ilgili problemler var. Türkiye'nin işsizlikle, yasaklarla, yolsuzluklarla, basın özgürlüğüyle, eğitimde fırsat eşitsizliğiyle,  gelir dağılımındaki adaletsizliklerle, dıs politikayla ilgili problemler var. Bizim tüm bu problemleri çözüm öneriyle birlikte dile getirmemiz gerekiyor. O nedenle şu şununla yakınlaşmış, beraber olmuş, geçmişte birbirlerine söylemedikleri söz bırakmayanların birbirlerinin yüzüne bakarak birlikte yol almalarının değerlendirmesini 80 Milyon Türkiye yapıyor ve yapmaya da devam edecek. Daha bir hafta önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyla ilgili çeşitli ithamlar ve açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu'nun dün Ekrem İmamoğlu ile karşılaşmasının ardından gülüşmesini gördük. Demekki her lafı söylemeyeceksiniz. Eğer devlet adamıysanız beş düşünüp bir konuşacaksınız. “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı” demiş Yunus Emre... Bir söz söylersiniz o söz sizin peşinize sürekli takılır gelir. Buna dikkat edeceğiz, hele devlet adamları daha çok dikkat edecek. O nedenle biz mahcup olacağımız sözleri sarfetmek istemiyoruz. Biz Türkiye'de herkes tarafından kabul gören, makul olan her fikrin ve düşüncenin saygı göreceği merkez bir yapı oluşturmak istiyoruz. Tam demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, basın ve fikir özgürlüğü diyen, üniter yapı içerisinde Türkiye'yi özgür ve zengin yapmak için çaba sarfeden bir yapı oluşturacağız. Biz ideoloji siyaseti yapmayacağız. İdeolojimiz adalet olacak zaten devletin imanıda adalet olmalı. Bunların tüm taktirini millet yapacak biz de milletin huzuruna sözlerimiz ve halimizle çıkacağız” diye konuştu.

Bakmadan Geçme