Dünya sahnesinde Türkiye’nin kendine ve müktebesatına yakışır başrol alması, içimizdeki fitne ehlini çıldırtmış, alıştıkları pozisyonları kaybetmenin paniklettiği en kızılından en koyu yeşiline kadar her türden zevatı Cumhur İttifakına karşı son bir hamleye zorlamıştır.
Türkiye’de kendi kendini aydın ilan eden Türklüğün ve İslamiyet’in değerlerine düşman olan kifayetsiz kibir abideleri, sık sık ellerine tutuşturulan, ülkemizi dünyaya jurnalleme ifadelerinin yer aldığı bildirileri imzalamaya pek isteklidirler.
Çoğunluğu Marksizm gibi önemini kaybetmiş naftalin kokulu fikirlerin fikirsiz yandaşları olan bu güruh paçavraları imzalamada kendi aralarında izdihama bile neden olurlar.
Aralarına kızıl ve yeşil bölücüleri de çeşni olsun diyerek alanların bugüne kadar yayınladığı hiçbir bildiri Türk Devletinin ve aziz milletimizin hayrına olmamıştır.
Yüzsüz 101 sözde aydın imzaladıkları paçavrayla tüm yalancılıkları ve müfterilikleriyle Türk Milletine yakalanmışlardır.
Yayınladıkları bildirinin arka planını anlamak için tersinden okuma yeterli olacaktır.
Tamamı yargıyı Fetö’nün emrine veren 2010 Anayasa Referandumunda “evet” için çalışmış olmalarına rağmen hükümetin tüm demokrasi erklerini olması gereken konuma taşımak için yaptığı büyük mücadeleyi değersizleştirmek için
“Anayasa fiilen askıya alınmış durumda, bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı Saray’ın emri altında, kolluk güçleri keza. Cumhuriyetin teminatı bütün kurumlar, tek tek işlemez hale getiriliyor” diyebilmişlerdir.
Devletimizin, milletimizin tarihi haklarını korumak, ülke bütünlüğünü muhafaza etmek için gösterdiği dirayetli ve kararlı mücadeleyi tam bir ihanet üslubuyla,
Yayılmacı, fetihçi heveslerle; “yurtta barış, dünyada barış” ilkesinin yerini yedi düvelle savaş, çatışma, düşmanlaşma alıyor, sözleriyle Türkiye düşmanlarına hizmet ettiklerini ortaya koymaktan da çekinmemişler.
Hayatları yanlışlarla geçmiş ak saçlılar kaybettikleri ilgiyi kazanmak için, Kılıçdaroğlu’nun partisinin Belediye Başkanları toplantısında üzerinde özel çalışma yapılmasını istediği yeni oy kullanama hakkına sahip olacak gençlere özel bir bölümü de bildiride final bölümüne koymuşlar.
Geçmişte birçok gencin ölümüne ve cezaevlerinde yıllarının heba olmasın neden olan yüzsüzler gençlere hitaben;
Size dayatılan bölünmeleri, düşmanlıkları, sahte cepheleri aşın, birlik olun, sesinizi yükseltin. Özgürlüklerimize, aşımıza ekmeğimize, yaşam tarzlarımıza sahip çıkma, haklarımızı talep etme zamanıdır, demek suretiyle onları zillet ittifakının yanında sokağa yani gayrimeşruya çağırarak devletle karşı karşıya getirmenin planlarını ortaya koymuşlardır.
Çoğunluğu hayatları boyunca boğazda viskilerini yudumlayarak nutuk çekmeyi alışkanlık haline getirmiş olan bu şahıslar kendilerinden başka kimseyi sevmez ve kimseye acımazlar.
Şüpheniz olmasın ki bu yüzsüzlerin kara dedikleri ak, kötü dedikleri iyidir.
Allahın izniyle Fetö zihniyetinin izlerini taşıyan bildirinin ve her türden katılımcıyı içine alan muhalefete rağmen Türklüğün tarih sahnesindeki büyük yürüyüşü devam edecektir.
Milletimizin gönlünde karşılık bulan büyük Cumhur İttifakının önderliği ve yönetiminde “muasır medeniyet” hedefine ulaşılacaktır.
Türkiye mutlaka layık olduğu yere gelecektir.
Zafer inananlarındır
Ne Mutlu Türküm Diyene!
(Son not: İmzalar arasında Kızılay anırmacısının adını görünce Bahçeli düşmanlığı yüzünden bu yüzsüzün nerelere savrulduğuna gördüğüme şaşırmadım desem yalan olur.)