Ahmet Orhan

SEÇİMİN ARDINDAN TÜRKİYE

Ahmet Orhan

31 Mart seçimleri Ülkemiz için hayırlı olsun. 

Türk Milleti ortaya koyduğu sonuçlar itibariyle yoruma muhtaç, üzerinde kafa yormak zorunda bırakan bir istikamette oyunu kullanmış durumdadır.

Öncelikle göze çarpan 30 Büyükşehir Belediyesinden en büyükleri olan İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Mersin, Hatay başka bir ifadeyle Ege, Akdeniz ve Marmara kıyılarında Kocaeli, Bursa ve Balıkesir hariç tüm büyük şehirler toplam 11 adet olmak üzere ve ayrıca 10 ilin CHP tarafından kazanılmış olmasıdır.

AKP’ye gelince Bursa, Konya, Kocaeli, Balıkesir, Kayseri, Erzurum’un da aralarında bulunduğu 15 büyükşehir ve 24 il belediyesini kazanıldığı görülmektedir.

Cumhur İttifakının diğer üyesi MHP ise öncelikle sahip olduğu 3 Büyükşehir’den Adana ve Mersini CHP ye kaptırarak yalnızca Manisa Büyükşehir ve 10 ili kazandığını görmekteyiz.

Mevcut seçim sonuçlarının yer aldığı tabloya 24 Haziran seçimlerini de dikkate alarak bakacak olursak en çarpıcı sonucun Büyükşehir ve il belediyeleri bakımından İYİ Partinin sıfır çekmiş olmasıdır. 

Bunun dışında yalnızca 18 ilçe belediyesi kazanmış olması da İYİ Parti kurmaylarının düşünmesi gereken bir durumdur.

Gelelim partilerin bu tablodan çıkarması gereken sonuçlara.
 
AKP

Türkiye’yi Belediye başkanlığı döneminde ortaya koyduğu başarılı çalışmalarla halkın gönlünde yer bulan RTE liderliğinde 17 yıldır yöneten AKP, Cumhur İttifakının desteğiyle toplamda neredeyse 24 Haziranda aldığı oyları korumasına rağmen büyük şehirlerin tamamına yakınını kaybetmiş olması son derece manidardır. 

Öncelikle ülkemizin batı bölgelerinde yaşayan insanlarımızı göz önüne alacak olursak, Müslüman Türk kimliğini korumakla birlikte modern değerleri ve hayat tarzını benimsemiş olanların çoğunluğu oluşturduğu toplumsal bir gerçektir.

İçinde bulunduğumuz ekonomik zorlukların, hayat pahalılığının ve işsizliğin en çok etkilediği illerde metropollerde AKP kayıplar yaşamıştır.

Ayrıca Yaşam tarzı itibariyle muhafazakar hatta dinci AKP algısı batı kıyı illerinde kaygı yaratmaya devam etmekte olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu sonucun ekonomik şartlar, işsizlik ve yaşam tarzı hakkında ciddi bir uyarı olarak algılanması gerekmektedir. 

MHP

Birçok siyasi yorumcu tarafından bu seçimin en başarılısı olarak görünmesine rağmen MHP büyük şehirlerde varlık gösteremeyişinin nedenlerini sorgulamak durumundadır. 
Şüphesiz yakın bir geçmişte bölünmeye maruz kalmış olması çok önemli olmakla birlikte AKP’nin güçlü desteğine rağmen Adana ve Mersin’in kaybedilmiş olması kolayca geçiştirilecek bir durum değildir.

MHP’nin daha önce güçlü varlık gösterdiği batı ve güney illerinde gerilemeye devam ettiği anlaşılmaktadır.

İç Egedeki Manisa büyükşehir ile Kütahya, Batı Karadeniz kıyısındaki Bartın Kastamonu, Karabük ve Çankırı, Amasya ile doğuda Erzincan ve Bayburt’u kazanmış olması elbette son derece önemlidir. Ama dengeli bir neticenin olmadığı gerçeği ortada apaçık durmaktadır.
MHP’nin yeni kazanmış olduğu tüm belediyelerin AK Partiden geçmiş olduğu da ayrıca not edilmelidir.

İYİP

İlk seçimini 24 Haziranda yapan İYİ Parti İttifak yasasının nimetlerinden yararlanarak kurduğu TBMM grubuna rağmen yerel seçimde tam anlamıyla hayal kırıklığı yaşamıştır. 

Geçtiğimiz milletvekilliği seçiminde yüzde ona yakın oy alması ve Millet İttifakı tarafından başta büyük şehirler olmak üzere kendisine öncelikli ve doğal rakibi olan MHP’den bile fazla, çok sayıda seçim çevresi bırakılmış olmasına rağmen sadece 18 ilçe belediyesi kazanmış olması son derece çarpıcıdır.
Bu sonucun ortaya çıkmasında Millet İttifakının partilere oy veren seçmenlerin dünya görüşü itibariyle gerekli fikri yakınlaşmanın sağlanamaması belirleyici olmuştur.

HDP

Bu seçimi değerlendirirken güneydoğu ve doğu illeri dışında hiç birinde belediye başkan adayı çıkarmayan ve resmen ilan edilmeden Millet İttifakı içinde yer alan HDP göz ardı edilemez.

HDP Büyükşehirler Diyarbakır, Mardin ve Van ile Batman, Siirt, Hakkari, Iğdır, Kars Olmak üzere sekiz ilde seçimi kazanmıştır. 

HDP bölücü siyasetinin hedefi olan doğu ve güneydoğu illerinde milletimizin bekası açısından sevindirici olarak kayda değer şekilde gerilemiştir.

Bu gerçeğe rağmen HDP Türkiye’nin diğer bölgelerinde etkinliğini arttırmak ve tamamen tasfiye olmamak için Millet İttifakıyla yaptığı anlaşmayla siyasi denge yakama peşinde olmuştur. Yaptığı protokol ve elde ettiği meclis üyelikleriyle ne oranda bölücü siyasetini sürdürebileceği ancak uygulamada zamanla görülebilecektir. 

Türkiye’deki genel tabloyu bu şekilde ortaya koyduktan sonra gelecek yazılarımda Manisa ve ilçelerini değerlendirmeye çalışacağım.

Yazarın Diğer Yazıları