Dünyadaki ilk ve belki tek Kurtuluş savaşını yöneterek Gazi unvanına hakkıyla sahip olan Türkiye Cumhuriyetinin Millet Meclisi kürsüsü, geçtiğimiz gün kanlı terör örgütünün siyasi sözcüsü iki kişi tarafından işgal edildi.
Ne yazık ki kutsal kürsü, şahsi siyasi ikbali uğruna şov yapmak için kendisini kürsüye zincirleyen vekiller görmüş olmasına rağmen millet evlatlarının kanıyla beslenen dünyanın en kanlı kiralık örgütünün temsilcilerinin işgaline ilk defa maruz kaldı.
Yine aynı gün iki DHKPC militanı, üzerlerinde sahte bomba düzeneği olduğu halde Meclis Halkla İlişkiler Binasında güvenlik kontrolünü beklerken orada bulunan güvenlik görevlilerini rehin almaya kalkmıştır. Allah’tan yapılan müdahale ile tesirsiz hale getirilmişler.
Dün yaşanan rezaletler bundan da ibaret değildir.
Doğurdukları terörist çocukları cezaevlerinde açlık grevi yapan PKK’nın maşası haline gelmiş 21 kadın HDP grubunda oturma eylemi yapmıştır.
Meclis çatısı altında kesinlikle yapılması kabul edilemeyecek olan tüm bu eylemler güya bebek katilinin avukatlarıyla ve yakınlarıyla düzenli görüşmesinin temin edilmesi için gerçekleştirilmiştir.
Hiçbir milletin ve devletin hoş göremeyeceği bu pervasız eylemleri yapanlar nereden ve kimden cesaret almaktalar?
Oysaki 31 Mart sonrası neredeyse şehit haberi almadığımız gün yok!
Ne oldu da yüreğimiz kan ağlarken başörtüleri ak, yürekleri kara kadınlar meclis grup salonunu, kandil yetiştirmesi zombiler ne duydular da hiç bir surette hoş görülemeyecek kürsü işgaline yeltendiler?
Yine ne oldu da devlet düşmanı gözü dönmüş kanlı örgüt üyesi iki kişi sahte bomba düzeneğiyle taşeronluk yaptığı PKK’nın hain lideri ve üyelerine hizmet için eyleme cesaret ettiler?
Tüm bu sorulara verilebilecek başlıca cevap bellidir.
O da 23 Haziran’da yenilenecek olan İstanbul seçimidir.
31 Martta aday çıkarmayarak İstanbul’da millet ittifakı adayı İmamoğlu’nu destekleyen PKK’nın siyasi uzantısı, kandil sözcüsü HDP, 24 Haziran’da aldığı yaklaşık 1 Milyon 300 Bin oyun şımarıklığı içindedir.
Bu oyu tekrar CHP’ye yönlendirmek için bedel istemektedir.
Akılları sıra demokrasinin en kutsal unsuru olan seçmenin oyunu adice pazarlık unsuru yapmaktalar.
Karşılığında iç savaşa ve bölünmeye giden yolda daha fazla taviz koparma peşindeler.
Artık bu çirkin oyuna “hadi oradan” deyip son verme zamanı gelmedi mi?
Ey CHP bu şantaja ne zamana kadar boyun eğeceksin!
Hem devleti biz kurduk diyeceksin hem de Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetini parçalayıp yıkma peşinde olanlarla günü birlik siyasi menfaat uğruna iş birliği yapacaksın.
Bunu kimseye izah edemezsin.
Bir an önce girdiğin bu yanlış yoldan dön, terör baronlarına kapıyı göster.
Aksi durumda seni millet nezdinde zelil bir son beklemektedir.
