Ahmet Orhan

Türk Devleti'nin Atatürk Sevgisi

Ahmet Orhan

 

Devletimizin kurucusu, çağı yakalayıp aşma yürüyüşümüzün eşsiz lideri Atatürk!..

Dün kim ne yaparsa yapsın kim ne söylerse söylesin, hangi aleyhte kampanya yürütürse yürütsün kadirşinas, vatan ve milletsever Türk Milletinin Mustafa Atatürk’e olan sevgi saygı ve bağlılığına zarar vermesinin mümkün olmadığına bir defa daha şahit olduk.

Onu ve onun ilkelerini anlamamız için bizlere çok önemli işaretler bırakmış olan Gazi Atatürk’ün şu sözlerini akıldan çıkarmamak gerekir.

Atatürk’ün, “Benim yaratılışımda fevkalade olan bir şey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk milletinin nefesinin sönmeyeceğini, onun ebedî olduğunu göstermelidir.” devletimizin ve milletimizin varlığının teminatı olarak Türklüğü,

“Bir milletin başarısı, mutlaka bütün millî güçlerin bir istikamette oluşmasıyla mümkündür. Bu nedenle bilelim ki, elde ettiğimiz başarı, milletin güç birliği etmesinden, ortak hareket etmesinden ileri gelmiştir. Eğer aynı başarı ve zaferleri gelecekte de tekrarlamak istiyorsak, aynı esasa dayanalım ve aynı şekilde yürüyelim.” sözlerinde milli birliği,

“Biz milliyet fikirlerini tatbikte çok gecikmiş ve çok ilgisizlik göstermiş bir milletiz. Bunun zararlarını fazla faaliyetle gidermeye çalışmalıyız. Osmanlı İmparatorluğu içindeki çok çeşitli topluluklar, hep millî inançlarına sarılarak, milliyetçilik idealinin gücü ile kendilerini kurtardılar. Kuvvetimizin zayıfladığı anda bizi hor ve hakir gördüler. Anladık ki, kabahatimiz kendimizi unutmuş olduğumuzmuş. Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, ilk önce biz kendi benliğimize ve milliyetimize bu saygıyı, hissî, fikrî ve fiilî olarak, bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim.” 

Ve “Biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle iş birliği yapan bütün milletlere saygı duyar ve riayet ederiz.” 

Aynı topraklar üzerinde birlikte yaşadığımız insanlardan oluşan Türk Milletinin istikbal ve menfaatini öne alan bir anlayışa sahip olmamız gerektiği temel düşüncesini salık verdiğini görürüz.

“Bu memleket tarihte Türk'tü, hâlde Türk'tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır.” veciz ifadesiyle de Türk Devletinin ve Milletinin sonsuza kadar var olacağına inancına şahit oluruz.

Bize düşen onun miras bıraktığı Türkiye Cumhuriyetine, onun sözlerinde ifadesini bulan temelde sahip çıkmak ve sonsuza kadar yaşatmak için çalışmaktır.

Bu yıl yapılan Turgutlu Halil Kale Fen Lisesi öğretmenleri ve öğrencileri tarafından hazırlanıp sunulan 10 Kasım Atatürk’ü Anma Programına Kaymakamlığın daveti üzerine iştirak ettim.

Programın uygulanacağı salona girdiğim andan itibaren sunumların güzel olacağı işaretlerini veren bir havanın mevcut olduğu duygusunu edindim.

Söz konusu anma programına siyasi parti başkanları dışında şehit aileleri ve gazilerimiz başta olmak üzere bir kısım sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra bazı muhtarlarımızın ve ilçe protokolü az sayıda öğrenci velisi ve Milli Eğitim camiasının katılım sağladığı görülmekteydi.

Salonun akustiğinin iyi olduğunu söylemek mümkün olmasa bile sesin anlaşılabilir olduğu, ışığın ise her şeye rağmen yas havasını kuvvetlendirecek düzeyde kullanıldığını gördüm.

Takdimler, yönetim ve rehberlikler dışında her şeyin Halil Kale Fen Lisesinin öğrencileri tarafından icra edildiği anma programı bir buçuk saati bulan uzunlukta son derece güzel ve tatmin ediciydi.

Atatürk konulu video sunumu, tiyatral havada okunan çok bilinen Atatürk şiirleri başarılıydı.

Ancak ben iki sunuma ayrı bir parantez açmak istiyorum.

Atatürk konulu kompozisyonu hazırlayıp salonla paylaşan öğrencimiz Fatma Kübra Yaşar’ı son derce doğru ve başarılı kompozisyonu dolaysıyla özellikle tebrik ediyorum.

Beni etkileyen diğer aktivite ise yine öğrencilerin sunduğu Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda Oratoryası’ydı.

En küçük bir aksilik olmadan anlaşılır bir üslup ve ses tonunda icra edilen Oratorya’da, Aman Doktor, Çanakkale ve Yemen türküleri bizi taş plak kayıtlarındaki hisli titrek seslere götüren güzellikteydi. Bu nedenle Oratorya’yı sahneye koyan öğretmenimiz Şerife Koçyiğit’i, türküleri söyleyen kızımızı ve öğrencilerini yürekten kutluyorum.

Bize Devletimizin kurucusu büyük önder, başbuğ Atatürk’ün aramazdan ayrılışının 81. Yılı Anama Töreninde bu güzellikleri yaşatan Turgutlu Halil Kale Fen Lisesi’nin başarılı seçkin öğrencilerine, Okul Müdürü ve programa emeği geçen, katkı veren öğretmenlerimizi kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.

Ben de “Benim yaratılışımda fevkalade olan bir şey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir.” diyen aziz Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 81. yılında rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.

Ne Mutlu Türküm Diyene!

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları