Ahmet Orhan

Türkiye Güzel Vatanım Sana Neler Oldu

Ahmet Orhan

Türkiye tam anlamıyla dünyanın hiçbir ülkesine benzemeyen olayların yaşandığı bir ülkedir.

Tüm ülkelerden farklı olmak ne tam anlamıyla iyi ne de kötü özelliklerdir.

İnsanlarımız gibi devletimiz de tüm kurumlarıyla uzun süreli istikrarlı olarak kalamaz.

Türk insanı hangi seviyede servete sahip olursa olsun bir türlü kendini güvende hissetmez.

İnsanımız daima, hayatının her anında gelecek kaygısı taşır.

Halbuki yarın kaygısını ortadan kaldırmaya yönelik olarak geliştirilen, insanın her durumda endişelerini ortadan kaldırmak ve refahını sağlamak üzere bugünün Sosyal Güvenlik Sistemi hayata geçirilmiştir.

Sosyal Güvenlik yaklaşımı gelişmiş ülkelerde yarın kaygısını tamamen ortadan kaldırmıştır.

Gelişmiş ülkelerde emekliliği hak edenlerin hayatının son dönemlerini mutlulukların çoğunlukta olduğu bir döneme çevirmesi mümkün olduğu halde aynı durumun ülkemizde geçerli olduğunu söylemek asla söz konusu değildir.

Sayıları günümüz itibariyle sigorta primi ödeyenlere denk, ülke toplam nüfusunun ise %20’sine ulaşmış durumda olan emeklilerimizin hali yürek burkucudur.

Bunun böyle olmasının nedenlerini listeleyecek olursak uzunca bir tablonun ortaya çıkacağı hepimizin malumudur.

En son yaş sınırı nedeniyle(EYT) emeklilik için beklemek durumunda olan milyonların seçimleri kazanmak uğruna emekli edilmesi yeterince problemi olan emeklilerimizin durumunun daha da zora girmesini doğurmuştur.

Çoğunluğu iş bulamayan ya da çalışmakta olduğu işte yeterli ücret kazanamayanların baskısı ve popülist muhalefet anlayışı sayıları 4 Milyonu geçen insanımıza aynı dönemde emeklilik yolunu açmıştır.

Açmasına açmıştır da mutluluğu huzur ve istikrarı getirmiş midir?

Elbette hayır!

17 Milyon insanın sosyal güvenlik primi ödediği bir ülkede nüfusun %20’sini oluşturan bir topluluğu hiçbir anlamda tatmin etmek mümkün olamayacaktır.

Yanlış olmasın kurduğum cümle yeni düzenlemeden faydalananları suçlamak için olmayıp ülkeyi yönetenlerin ne kadar beceriksiz olduklarını ortaya koymak içindir.

Otuzlu yaşlarda olanları bile emekli maaşı peşinde koşmak zorunda bırakanlar utansın!

Siz bakmayın işsizliğin düştüğünü gösteren TÜİK rakamlarına.

-Hayatın gerçeği işi olanların bile aldığı ücretle bırakın bir aileyi kendisini bile geçindiremediği ülkenin adıdır Türkiye.

-Açlık rakamlarının 20 bin liraya dayandığı yerde çalışanları %60’nın 17 bin lira seviyesinde kazanabildiği ülkenin adıdır Türkiye.

-Milli serveti %95’ine nüfusunun %5’nin sahip olduğu adil bir paylaşımdan söz edilemeyecek ülkenin adıdır Türkiye.

-3 Temmuzdan bu yana her gün milyonların hiçbir işe yaramayacak artış ihtimaliyle avutulmakta olduğu ülkenin adıdır Türkiye.

-Çeyrek asır büyük yetkilerle ülkeyi bu duruma düşürdüğü için hicap duymayan, yüzü kızarmayan yönetenlerin olduğu ülkenin adıdır Türkiye.

-Avrupa’da 12 ayda yaşanabilecek enflasyon rakamını bir ayda gördüğünde geleceğe umutla bakacak insanların çoğunlukta olduğu ülkenin adıdır Türkiye.

-Alın teri yerine sistemden nemalanan ranttan beslenenlerin refah içinde yaşadığı ülkenin adıdır Türkiye.

-Günü kurtarmak uğruna geleceğin feda edildiği ülkenin adıdır Türkiye.

....

Yukarıda yazdıklarım bana Stalin döneminde şiirleri nedeniyle zindanlara atılan Özbek şair Süleyman Çolpan’ın tüm Türk Dünyasında çok bilinen şiirini hatırlattı.

Güzel Türkistan sana ne oldu?

Seher vaktinde güllerin soldu,

Çemenler berbat kuşlar hem feryat,

Hepsi bir mahzun, olmaz mı dil şad?

Bilmem niçin kuşlar ötmez bahçalarında?

Birliğimizin sarsılmaz dağı,

Ümidimizin sönmez çerağı.

Birleş ey halkım, gelmiştir çağı,

Bezensin şimdi Türkistan bağı.

Davran halkım artık yeter cevr-ü cefalar.

Bayrağını al, kalbin uyansın,

Kulluk, esaret kâmilen yansın.

Kur yeni devlet düşmanlar ürksün,

Yüce Türkistan ayağa kalksın.

Yayıl yeşer öz vatanının gül bağlarında.

Dileğim, yüce Tanrıdan niyazım ülkemizin adilce bölüşen huzur içinde yaşanan bir Türkiye olmasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları