Ahmet Orhan

YEREL SEÇİM VE BEKA

Ahmet Orhan

Türkiye, mevcut belediyelerin başkan ve meclis üyeliklerinin yenilenmesi için 31 Mart 2019 tarihinde yerel seçimleri yapacak.

Bu tarih anayasayla belirlenmiş bir tarih. 

Temennimiz demokrasiyi içine sindirmiş ve önemini kavramış olan milletimiz için hayırlara vesile olmasıdır.

24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirilmiş olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleriyle ülkemiz Cumhurbaşkanı ve Başbakandan oluşan ikili yürütme sisteminden bu yapıların birleştirildiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçmiş oldu. 

Ancak yeni sisteme özellikle yasama ve yargı erkleri bakımından itirazlarda, azalma bir yana kısa sürede görülen uygulamalar sonrası daha ciddi artışlar yaşanmıştır.

Ayrıca ülkemizde iç ve dış kaynaklı ekonomik problemlerin geçmiş krizlerin ötesinde bir yoğunlukta yaşandığı da su götürmez bir gerçektir.

Ülkemizin içinde bulunduğu tablo, özellikle güney sınırlarımızda devam etmekte olan Suriye’de yaşananların dikkate alınmasıyla büyük oranda tamamlanmış olacaktır.

Kısaca ortaya koymaya çalıştığımız bu şartlar altında Türkiye otuzu Büyükşehir başta olmak üzere seksen bir il ile ilçelerinde belediye başkan ve meclis ile 57 Bin köy ve mahallede ise muhtarlık seçimini yapacaktır.

15 Temmuz 2016 Feto ihanet kalkışmasıyla millet iradesinin saldırıya uğraması siyaseten önemli bir sonuçlara neden olmuştur.

AKP ve MHP işbirliğiyle TBMM’de kabul edilmesi sonrası Türk Milleti tarafından % 51,4 çoğunlukla onaylanan 18 maddelik anayasa değişikliği yapılarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi olarak adlandırılan Başkanlığa geçilmiş oldu.

Bu surette AKP ve MHP arasındaki yakınlaşma Cumhur İttifakı adıyla yakın tarihimizdeki yerini almış oldu.

Cumhur İttifakı, kendine karşı başka bir ittifakın oluşmasının da yolunu açarak kendilerinin Millet rakiplerinin ise zillet ya da illet olarak isimlendirdiği ikinci bir yapının kurulmasına neden olmuştur.

Türk siyaseti açısından bu iki ittifaka baktığımızda Cumhur İttifakının ağırlıklı olarak aynı kökenden beslenerek milliyetçi ve muhafazakar Türk insanına hitap etmek suretiyle homojen bir zemine oturduğu görülmektedir.

Millet İttifakına gelecek olursak merkez sol CHP, Milliyetçi merkez İYİP, etnik bölücü HDP, Siyasi İslamcı SP’den oluştuğu görülmektedir. Millet ittifakı halk deyimiyle tam bir dört benzemezdir.

Şüphesiz benzemezleri bir araya getiren neden Cumhur İttifakı karşısında tutunabilecek bir siyaset zemini oluşturma zaruretidir.

İşte Türkiye bu şartlar altında seçime gitmektedir.
Bu seçim muhalefetin aksine söylemlerine rağmen sadece başkan, meclis üyesi ve muhtarların belirleneceği bir seçim değildir.

Sandıktan çıkacak sonuca göre ya anayasa değişikliği ile başlayan süreç devam edecek ya da Türkiye yeniden seçim tartışmalarının da yaşandığı daha tansiyonu yüksek bir ortama girecektir.

Bu gün görünen tablo MHP Liderinin Cumhur İttifakı açısından çıtayı iddialı bir oran olan %52’nin üzerine koymasıyla her iki ihtimale de açık hale gelmiş durumdadır.

31 Mart tarihine kadar "köprülerin altından daha çok su akacak" ve “çala çala bir havaya dönecektir.”

Yazarın Diğer Yazıları