Av.Ayşen GÜZEL

Evlenme: Evlenme Kavramı İle Evlenmenin Temel Hukuki Dayanağı

Av.Ayşen GÜZEL

I. EVLENME KAVRAMI İLE EVLENMENİN TEMEL HUKUKİ DAYANAĞI

A. Evlenme Nedir?

Evlenme, farklı cinsiyette olan iki kişinin birlikteliklerini yahut birlikte sürdürmeyi istedikleri yaşantılarını resmiyete kavuşturmalarıdır. Başka bir ifadeyle evlenme, taraflar arasında mevcut veya gelecekte kurulacak olan fiili, fiziki, cinsel ve ekonomik birlikteliklerin, topluma resmi olarak açıklanmasıdır. Bu açıklama, Aile Hukuku’na ilişkin bir hukuki sonuç olup; evlendirme memuru önünde ve iki tanık huzurunda resmi şekilde yapılmakta ve hukuk aleminde evlilik birliği kurulmaktadır.

B. Evlenmenin Temel Hukuki Dayanağı

Evlenme, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Aile Hukuku” başlıklı ikinci kitabı, “Evlilik Hukuku” başlıklı birinci kısmı, “Evlenme” başlıklı birinci bölümü ve ikinci ile üçüncü ayrımlarında düzenlenmiştir. Evlenme, nişanlanmadan sonra ve batıl olan evlilikler ile boşanmadan önce düzenleme alanı bulan ve doğrudan Aile Hukuku’nun inceleme alanı kapsamına giren bir hukuki müessesedir.

Yine Medeni Kanun’un 144. maddesiyle; evlenme işleminin, evlenme kütüğünün, evlenmeye ilişkin yazışmanın ve evlenme ile ilgili diğer konuların yönetmelikle düzenlenir olduğu belirtilmiştir.

II. EVLENMENİN ŞARTLARI

A. Genel Olarak

Evlenmenin, başka bir ifadeyle evlenebilmenin bazı şartları bulunmaktadır. Bu şartlar gerçekleşmeden evliliğin yapılması olanaksızdır.

B. Yaş ve Ayırt Etme Gücü

1. Yaş Şartı

Öncelikle evlenecek kişilerin evlenebilmeleri için on yedi yaşını doldurmaları gerekmektedir. On yedi yaş sınırı, evlilik için aranan asgari yaş sınırıdır. Genel kural bu şekilde olmakla; hâkim, olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple on altı yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilmektedir. Bu halde olanak bulundukça, karardan önce ana ve babanın veya vasinin dinlenmesi gereklidir.

2. Ayırt Etme Gücü Şartı

Türk Medeni Kanunu’nun 125. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere, ayırt etme gücüne sahip olmayanların evlenmeleri olanaksızdır. Söz konusu yasal düzenleme, hukukun temel ve genel prensiplerine, Medeni Hukuk ile Borçlar Hukuku’nun genel kaidelerine, hayatın olağan akışına ve evlilikten beklenen amaca son derece uygundur. Zira evliliğin anlam, önem, amaç ve mahiyeti dikkate alındığında, evlenecek kimselerin ayırt etme gücüne sahip olmaları gerekmektedir. Bu sebeple ayırt etme gücü bulunmayan kimselerin geçerli bir şekilde evlenebilmeleri mümkün değildir.

3. Küçük ve Kısıtlıların Durumu

Küçükler, yasal temsilcilerinin izni olmadıkça evlenememektedir. Benzer şekilde kısıtlıların da, yasal temsilcilerinin izni olmadıkça evlenmeleri söz konusu değildir. Bu sebeple bu kimselerin evlenmeleri, veli ya da vasilerinin, kanunda düzenlenen haliyle yasal temsilerinin iznine bağlıdır. Ancak hâkim, haklı sebep olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinledikten sonra, bu konuda başvuran küçük veya kısıtlının evlenmesine izin verebilmektedir.

C. Evlenme Engellerinin Bulunmaması

1. Genel Olarak

Bazı kimselerin evlenmeleri yasaktır. Bu hallerde karşımıza evlenme engelleri çıkmaktadır. Yasaklılık hallerinin olduğu kimseler arasında evlenme, bazı durumlarda kesin ve sürekli, bazı durumlarda da geçici olarak engel hallerdendir.

Evlenme engelleri; yakın hısımlar arasında evlenme, önceki evlilik, gaiplik, iddet müddeti (bekleme süresi) ve akıl hastalığı şeklindedir.

2. Hısımlık

Türk Medeni Kanunu’nun 129. maddesiyle, bazı kimseler arasında evlenme, kesin olarak yasaklanmıştır. Kanunda sayılan hısımlar arasında kesin evlenme engeli söz konusudur. Aralarında kesin evlenme engelinin bulunduğu ve evlenmenin yasak olduğu haller; üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında; meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında; evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında yapılmak istenen evliliklerdir. Görüldüğü üzere, kesin evlenme engeli olan yakın hısımlık, gerek kan hısımlığı gerek kayın hısımlığı gerekse evlatlık ile evlat edinen ilişkisi bakımından karşımıza çıkmaktadır.

3. Önceki Evlilik

Yeniden evlenmek isteyen kimse, önceki evliliğinin sona ermiş olduğunu ispat etme zorunluluğu altındadır. Evliliğin sona erdiği hususu, nüfus kayıtlarıyla ispat edilebilmektedir. Benzer şekilde kişinin boşanmış olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme (boşanma) ilamı da bu hususu ispatlar mahiyettedir.

4. Gaiplik

Bilindiği üzere gaiplik kararı, tarafların mevcut evliliklerinin sona ermesi sonucunu doğurmamakta ve gaipliğine karar verilen kişinin eşi, mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe, yeniden evlenememektedir. Bu sebeple yeniden evlenmek isteyen kaybolanın eşi, evliliğin feshini istemek durumunda olup; aksi halde yeni bir evlilik yapması mümkün olmamaktadır.

Evliliğin feshi, gaiplik başvurusuyla birlikte veya ayrıca açılacak bir dava ile istenebilmekte olup; ayrı bir dava ile istenen evliliğin feshi, davacının yerleşim yeri mahkemesinden istenmektedir.

5. Bekleme Süresi (İddet Müddeti)

Bekleme süresi, Türk Medeni Kanunu’nun 132. maddesinde düzenleme alanı bulan ve sadece kadınlar için geçerli olan geçici bir evlenme engelidir. Bu kapsamda evlilik sona ermişse; kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün geçmedikçe evlenememektedir. Ancak doğurmakla süre bitmektedir. Yine kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmeyi istemeleri hâllerinde, mahkeme bu süreyi kaldırmaktadır. Bu sebeple burada kesin evlenme engeli değil, aksine geçici evlenme engeli söz konusudur. Zira kadının doğurması, gebe olmadığının anlaşılması veya eşlerin yeniden evlenmeyi istemeleri hallerinde, bekleme süresi de evlenme engeli de, ilkinde kendiliğinden, diğer iki halde mahkeme kararıyla son bulmakta ve ortadan kalkmaktadır.

6. Akıl Hastalığı

Akıl hastalarının, evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenmeleri olanaksızdır. Bu sebeple evlenmeleri yönünde tıbbî sakınca olmadığına dair resmî sağlık kurulu raporunun evlendirme memurluğuna ibrazı zorunludur.

III. EVLENME BAŞVURUSU, EVLENMENİN ŞEKLİ VE DİĞER ÖNEMLİ HUSUSLAR

A. Evlenme Başvurusu

Birbiriyle evlenecek kadın ve erkeğin, içlerinden birinin oturduğu yer evlendirme memurluğuna birlikte başvurmaları gereklidir. Evlenme başvurusu, evlenecek kişiler tarafından yazılı veya sözlü olarak yapılabilmektedir.

Erkek ve kadından her biri, nüfus cüzdanı ve nüfus kayıt örneğini, önceki evliliği sona ermiş ise buna ilişkin belgeyi, küçük veya kısıtlı ise ayrıca yasal temsilcisinin imzası onaylanmış yazılı izin belgesini ve evlenmeye engel hastalığının bulunmadığını gösteren sağlık raporunu evlendirme memurluğuna vermek zorundadır.

Evlendirme memuru; evlenme başvurusunu ve buna eklenmesi gereken belgeleri incelemekte ve başvuruda bir noksanlık görmesi halinde, bunu tamamlamakta veya tamamlattırmaktadır. Başvurunun usulüne uygun olarak yapılmadığının veya evleneceklerden birinin evlenmeye ehil olmadığının ya da evlenmeye yasal bir engel bulunduğunun anlaşılması halinde, evlenme başvurusu reddolunmakta ve durum, evleneceklere yazıyla hemen bildirilmektedir.

Evleneceklerden her biri, evlendirme memurunun ret kararına karşı mahkemeye başvurabilme hakkına haizdir. İtiraz, evrak üzerinde incelenip kesin karara bağlanmakta; ancak, mutlak butlan sebeplerinden birinin bulunduğuna ilişkin ret kararlarına karşı açılan davalar, basit yargılama usulüyle görülmektedir.

B. Evlenme İzni Belgesi

Evlendirme memuru; belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği memur, köylerde muhtardır.

Evlendirme memuru; evlenme koşullarının varlığının tespiti veya ret kararının mahkemece kaldırılması hallerinde, evleneceklere, evlenme gün ve saatini bildirmekte veya kişiler isterlerse, evlenme izni belgesi vermektedir. Evlenme izni belgesi, verildiği tarihten başlayarak altı ay içinde evleneceklere herhangi bir evlendirme memuru önünde evlenebilme hakkı sağlamaktadır. Bu kapsamda evlenme koşullarının bulunmadığının anlaşılması veya belgelerin verilmesinden başlayarak altı ayın geçmesi hâllerinde, evlendirme memuru evlenme törenini yapamamaktadır.

C. Evlenme Töreni

Evlenme töreni, evlendirme dairesinde evlendirme memurunun ve ayırt etme gücüne sahip ergin iki tanığın önünde açık olarak yapılmaktadır. Ancak törenin, evleneceklerin istemi üzerine evlendirme memurunun uygun bulacağı diğer yerlerde de yapılabilmesi mümkündür.

D. Evlenmenin Şekli

Evlenme; evlendirme memurunun, evleneceklerden her birine birbiriyle evlenmek isteyip istemediklerini sorması üzerine tarafların olumlu sözlü cevaplarını verdikleri anda oluşmakta ve evlilik birliği, evleneceklerin evlenme iradelerini sözlü olarak açıkladıkları anda kurulmaktadır. Evlendirme memuru, evlenmenin tarafların karşılıklı rızası ile kanuna uygun olarak yapılmış olduğunu açıklamakta ve eşlere, evlenme töreni biter bitmez bir aile cüzdanı vermektedir.

E. Dinî Tören

Hukuk sistemimiz, aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreninin yapılmasına cevaz vermemiş olup; dinî törenin yapılmasını, aile cüzdanının varlığı ile ibrazına bağlı kılmıştır. Yine evlenmenin geçerli olması, dinî törenin yapılmasına bağlı bulunmamaktadır.  

LL.M. Av. Uzm. Arb. AYŞEN GÜZEL

 

Yazarın Diğer Yazıları