31 Mart 2024 tarihinde demokrasimizin vazgeçilmezi olan yerel seçimleri geride bıraktık.
Seçim sonuçları halkın kendisini yönetenlere verdiği derin mesajlarla doludur. Son yerel seçimlerde de türk toplumu epey mesaj vermiş bulunmaktadır.
Ülkemizde yaşayan vatandaşlarımız 31 martta ekonomiden, faizlerden, enflasyondan, kiralardan, eğitim sisteminden, EYT,den tencereden, emekli maaşlarından, adaletten, torpilden, mülakattan, liyakatten v.b. bir çok durumdan bahseden sert bir tepki vermiştir. Toplumun dertlerini görmeyen ya da gördügü halde müdahale edemeyen yöneticiler kırmızımsı bir sarı kart görmüşlerdir. 10 bin lira emekli maaşı alıp bu parayla sadece 15 kilo et alabilenler, sofrasına Ramazan ayı olmasına rağmen tanesi 10 lira olan hurmayı koyamayanlar, makarnayla, çorbayla iftar yapanlar rest çekti adeta. Ekonomik sıkıntılar ve tencere baş aktördü sandıklarda.
Mayıstaki seçim sürecinden önce çıkarılan EYT ve 6 şubat depremleri ise devletin mali durumunu adeta kontrolden çıkarmiştır. Sürekli artan faiz halkın parasının buharlaşmasına sebep olmuştur. Yüksek faizler sanayi ve gayri menkul sektörünü baltalamıştır. Kredilere erişim zorlaşmıştır. 2024 bütçesindeki 1.25 trilyon liralık faiz ödemesi herşeyi açıklayabilir. Faize giden bu para ile emeklilere 8 bin lira civarı seyyanen zam verilebilirdi.
Bir diğer konu ise seçimlerdeki ittifak organizasyonlarını halk benimsemiyor. İstemediği adreslere oy vermek vatandaşa ılımlı gelmiyor. İttifaklar aslında halkın değişim isteğine karşı alınmış tedbirlerdir. Halk ittifak da yapılsa kararı ben veririm ve mantıksal ittifakları ben yaparım dedi. İttifak mekanizması ile halkın iradesine neşter vurulamayacağı bariz olarak ortaya çıkmıştır. İttifaklar ile vatandaş iradesini ipotek altında görmektedir. Hele hele yerel seçimlerde dayatılan ittifaklar, kişi bazlı verilen oyları başka kulvarlara sürüklemiştir.
Samiyetin kaybolduğu, torpilin ve mülakatin, adaleti sakatlayıp liyakati esir aldığı günümüzde insanlar sarıdan biraz daha sert kırmızımsı bir kartı gosteriverdi. Önümüzdeki süreçte ekonomi temelli problemler çözülemezse ve faiz, enflasyon, pahalılık, kiralar, mülakat gibi açık yaralar sarılamazsa halk 2002 seçimlerinde verdiği kırmızı kartı tekrar cebinden çıkarıverir. Devletimiz 2 satır kanunla kira fiyatlarına metrekare bazında tavan fiyat uygulayıp uymayanlara ağır cezalar vermesi sorunu net bir şekilde çözerdi. Yüzde 25 sınır koyup uymayanlara ceza vermezseniz, kiralar halkı tabiki de ezer.
Ülkenin özellikle denk bütçe sistemine 2025 yılında geçmesi gerekecektir. Faiz ve enflasyonun toplumu yoksulluğa itmesi gayet olağandır. Markete yürüyerek gitmek ile koşarak gitmek arasında, kasada ödenecek ücret değişme noktasına gelmiştir. Ekmek arası patates, makarna yiyenlerin ve satanların çoğaldığı bir ülke fotoğrafı, herşeyi anlatıyor maalesef. Halkı dinlemelisiniz. Empati kurmalısınız. Toplumdan uzaklaşmamalısınız. Sessizlere ses, halka nefes olmalısınız. Gurur ve kibirle yoğrulup, nefret ve kin saçarsanız içine düştüğünüz bataklık sizi çırpındıkça yutacaktır.