Yerel seçim ve genel seçim süreçlerini tamamladık. Ülkemizde 4 yıl seçim olmayan bir sürece girdik. Bu 4 yılda merkezi idare iktidarın elinde, yerel yönetimler ise çoğunlukla muhalefetin elinde olacak.
Pandemi, EYT ve deprem gibi ekonomik sıkıntılar 4 yıl boyunca etkileri sürecek ekononomik faktörler olarak karşımıza çıkacak.
Hükümetin Mehmet Şimşek idaresindeki yüksek faiz temalı politikası ise kısa ve uzun vadede karşımıza büyük sorunlar çıkarmaya devam edecek. Faizin sanayi ve ticareti olumsuz etkileyeceği aşikar. Yüksek faiz ile sanayi üretimi ters orantılıdır. Faiz artışı ile kısa vadede mali sıkılaştırma yaparsınız fakat uzun vadede sanayi ve ticaret sektöründe küçülmeye ve resesyona sebep olursunuz.
EYT ile 2,5 milyon kişiyi erken emekli yaparak sosyal güvenlik sistemini de tehlikeye atmış oluyoruz. Emeklilere 10 bin TL taban maaş vermekteyiz. İyileştirme yapamıyoruz çünkü 2,5 milyon kişi erken emekli oldu. Oysaki bu 2,5 milyon kişiye verilen kaynak mevcut emeklilere verilebilseydi şu an taban emekli maaşı 15-17 bin TL bandında olabilirdi.
Peki faizler düşürülemezse, emeklilerin ve alt gelir grubunda olan kesimlerin mali durumları düzeltilemezse ne olur? Cevap basit: 2028 genel seçimlerinde ülkede 2024 yerel seçimlerinden daha keskin bir sonuç çıkar.
Faizler artık kademeli olarak inmeli. Sanayi, tarım ve ticaret sektörü krediye ulaşabilmeli. Vatandaşlar konut kredilerine daha kolay ve ucuz şartlarda ulaşabilmeli, Ev sahibi olmak kolaylaşmalı. Böylece yüksek kiralar da sorun olmaktan çıkacaktır.
Kiralarda İspanya modeli uygulanmalı. Edevlet üzerinden kira kontratı yapmak zorunlu olmalı ve kiralar bu sistem üzerinden otomasyona bağlanmalı. Kurala uymayanlara ağır cezalar kesilmeli. Yüzde 25 sınır koyup ceza uygulamazsanız sonuç yüksek kiralar olarak karşımıza gelecek.
Tarım politikaları güncellenmeli. Hayvancılıkta Yeni Zellanda ve Sırbistan Modeli, tarımda Hollanda modeli, sebzecilik ve meyvecilikte İsrail modelleri incelenmeli ve uygulanmalı. Tohum ve bitki genetiğine yatırım yapılmalı ve desteklenmeli. Yoksa 50 TLye domates, 100 TLye biber alınca neden pahalı diye şikayetçi olmamalıyız.
Yerel yönetimlerin neredeyse tamamı borç batağında. Faizlerin de yuksekliğini hesaba katarsak durumun vehametini daha iyi anlarız. 89 yerel seçimlerinde de benzer bir durum vardı. Belediyeler ya battı ya da yolsuzluklarla içleri boşaltıldı. Sonra 94 belediye seçimlerinde farklı bir tablo ortaya çıktı.
Önumüzdeki aylarda herkesin gözü ekonomik gidişatta olacak. Ekonomi yönetimi barajdaki çatlakları tıkayabilecek mi göreceğiz. Eğer barajdaki çatlaklar çoğalıp genişlemeye devam ederse önümüzdeki süreçte siyasi kulvarda da yeni vizyonlara ve merkezleri yönelim olabilir. Hatta meclis aritmetiği bile değişebilir. Böyle bir hareketlilik erken seçimi de gündeme getirebilir.
Sevgiyle kalın.