ÇOCUKLUK İŞTE!

Büyüyoruz…büyüdükçe yoruluyoruz..yoruldukça, büyüdüğümüzün farkına varıyoruz.

Yaşlanmak mı, yaş almakmı polemikleri dönüyor dillerde..acaba yaşlanıyor muyuz?

Yoksa yaş mı alıyoruz?

Yaş alıyoruz deyince daha mı sevimli geliyor kulağa?

Geçenlerde yaşını sormadığım bir teyzeyle sokakta tesadüfen bir konuşmam oldu. Söyledikleri içimi ılıttı ama bir o kadar da hüzünlendirdi.

Kızım dedi; yaşadım yaşadım onca yıl, dönüp arkama baktığımda bir arpa boyu yol gitmemişim.

Daha yapacak o kadar çok şeyim var ki.. görmek istediğim o kadar çok yer, tatmak istediğim o kadar çok yiyecek, giymek istediğim o kadar çok elbise modeli… ama dedi, ama vakit yok… vaktim azaldı.

Üzerindeki fuşya rengi bluzu göstererek, bak dedi bana gülüyorlar, bu renk yaşıma uymaz diye söyleniyorlar.. ama ben bu rengi çok seviyorum ve şimdiye kadar giyemedim.

Kızım, benden sana bir nasihat imkanınız doğrultusunda istediğiniz herşeyi giyin, yiyin, için, yaşayın.

Sonra dönüp baktığınızda zamanın ne kadar hızlı geçtiğine inanamayacaksınız.

Zaman varken yaşayın yaşayabildiğiniz kadar.

Dalmışız harala güreleye, kış soğuğu, yaz sıcağı, bahar miskinliği, iş yoğunluğu, hayat mücadelesi.. elimizde ne kadar zamanımız var bilmiyoruz. Ve bunları düşününce teyzenin giydiği fuşya bluzu onun içindeki çocuğa çok yakıştırdım ben.

Hani bıraksalar parklara koşup deliler gibi oynayacakken, yalnızca bir renkli bluzla susturmaya çalışmış o çocuğu..

Bırakmayalım hayatı, herşeye rağmen sıkı sıkı sarılalım. Dinleyelim bakalım bizim içimizdeki çocuk ne diyor?

Az kulak verelim.. belki büyüyoruz evet ama bence o içimizdeki çocuk sonsuza kadar çocuk kalıyor.

Biz varalım yaş almaya devam edelim, yorulmaya devam edelim, ama bana sorarsanız hep çocuk kalalım.

Yazarın Diğer Yazıları