BESYO Yerleştirme Fiyaskosu: Gençlerin Hayalleri ve Emeği Bu Sistemi Hak Etmedi
Bu yıl ÖSYM’nin BESYO (Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu) yerleştirme sisteminde yaptığı değişiklik, yalnızca öğrencilerin değil, bir ülkenin geleceğini temsil eden gençlerin hayallerine ve emeklerine darbe vuruyor.
Bu sistemle, yıllarca emek veren, sınavlara hazırlanan, antrenmanlarla ter döken, başarıya ulaşmak için her türlü çabayı gösteren öğrenciler hak ettikleri bölümlere giremezken; daha düşük performans gösteren öğrencilerin kolayca istedikleri yerlere yerleşmesi sağlanıyor. Burada hakkaniyetten, adaletten ve emeğe saygıdan bahsetmek ne yazık ki mümkün değil.
Başarı Değil, Sistemin Kaprisi Öne Çıkıyor
BESYO yerleştirmelerinde bu yıl yaşanan sorun, başvuran öğrenciler arasında büyük bir mağduriyet yaratmış durumda. Örnek vermek gerekirse, üniversite puanı 210 olan, OBP puanı 398, parkur süresi 34 saniye olan ve özgeçmiş puanı 50 olan bir öğrenci, sadece rekreasyon bölümüne yerleşebilirken; üniversite puanı 180, OBP puanı 360, parkur süresi 36 saniye olan ve aynı özgeçmiş puanına sahip bir öğrenci antrenörlük bölümüne rahatça yerleşebiliyor. Yani, daha yüksek puana sahip bir öğrenci zor bir bölüme yönlendirilirken, daha düşük puanlı bir öğrenci tercih ettiği bölüme kolayca yerleşiyor. Bu durum, öğrenciler için ciddi bir haksızlık ve sistemin kendisi için de büyük bir çelişki doğuruyor. Çalışkan ve yüksek performans sergileyen öğrencinin başarısının karşılığını alamaması, adaletin çiğnendiği anlamına gelir.
Takım Sporları Kayırılıyor, Bireysel Sporcular Haksızlığa Uğruyor
Bu yıl uygulanan yerleştirme sisteminde bir diğer sorun, futbol gibi takım sporları yapan öğrencilere tanınan imtiyaz. Futbol gibi sporlar yapan öğrencilere özgeçmiş puanlamasında 85, 75, hatta 65 puan verilirken; bireysel spor dallarında başarı gösteren öğrenciler 25 puanla sınırlandırılıyor. Yani, kick boks, atletizm, yüzme gibi bireysel branşlarda büyük başarılar elde etmiş öğrenciler, sadece takım sporu yapmadıkları için düşük puanla değerlendiriliyor. Sonuç olarak, daha yüksek akademik başarıya ve parkur puanına sahip bir bireysel sporcu, sadece futbol oynayan bir öğrencinin gerisinde bırakılıyor. Böyle bir sistem, bireysel sporcuları daha en baştan göz ardı ederek onların BESYO hayallerini baltalıyor.
Adaletsizliğin Faturası Gençlere Kesiliyor
Bu adaletsizlikler sonucunda, yıllarca spor yapmış, emek vermiş, başarı için çabalamış öğrenciler kendilerini haksızlığa uğramış hissediyor. Yalnızca BESYO’ya yerleşme sürecinde değil, hayatlarının geri kalanında da bu başarısız yerleştirme sistemi onların moralini bozuyor, geleceklerini karartıyor. Çocuklar, puanlarının, başarılarının ve yeteneklerinin hiçe sayıldığını görüyor ve adaletin olmadığını düşündükleri bir sistemde başarılı olmanın ne anlama geldiğini sorguluyor. Gençlerin emeklerinin yok sayılması, yalnızca onların değil, onları destekleyen ailelerin ve antrenörlerin de hayal kırıklığına uğramasına neden oluyor.
ÖSYM ve Bakanlık Harekete Geçmeli
Burada çok açık bir şekilde ifade etmek gerekir ki, ÖSYM ve Milli Eğitim Bakanlığı, BESYO yerleştirme sistemindeki bu çarpıklığı derhal düzeltmelidir. Başarılı ve yüksek puan alan öğrencilerin hak ettikleri bölümlere yerleşmeleri sağlanmalı, geri dönük mağduriyetler giderilmelidir. Adalet, bir toplumun temel taşlarından biridir; bu adaletsiz yerleştirme sistemiyle gençlerin haklarını hiçe saymak, onların umutlarını kırmak, en temel değerlerimize aykırıdır.
Eğitimde ve sporda başarıyı teşvik etmek için; çaba gösteren, yüksek performans sergileyen öğrenciler ödüllendirilmeli ve onların hak ettikleri yere gelmeleri sağlanmalıdır. Sistemin, yüksek başarı gösteren öğrencileri değil, düşük puanlı öğrencileri öne çıkarması gençlerimize “çalışmanın bir önemi yok” mesajını veriyor ki, bu ülkemizin geleceği için büyük bir tehlike demektir.
Bu Düzen Değişmeli
Sonuç olarak, BESYO yerleştirme sistemi bu haliyle gençlerin haklarını çiğneyen, emeği ve başarıyı değersizleştiren bir sistem haline gelmiştir. Bu sistem, geleceğin antrenörlerini, spor yöneticilerini ve beden eğitimi öğretmenlerini adil olmayan kriterlerle seçiyor ve hem bireysel sporcuların hem de yüksek başarı gösteren gençlerin hayallerini ellerinden alıyor. ÖSYM ve Milli Eğitim Bakanlığı, bu sistemi ivedilikle gözden geçirmeli ve öğrencilerin başarılarını, yeteneklerini, verdikleri emeği gözeten adil bir yapı kurmalıdır. Ancak böyle bir düzen, gençlerin emeklerinin karşılığını bulacağı, hak ve adaletin sağlanacağı bir geleceğe umutla bakmamızı sağlar.
Gençlerimizin hakkını savunmak, onların yanında durmak, adaletsizliğe karşı ses çıkarmak hepimizin sorumluluğudur. Eğitimin ve sporun amacı, yalnızca bilgi ve yetenek kazandırmak değil, aynı zamanda adalet ve hakkaniyet duygusunu pekiştirmektir. Bugünkü BESYO yerleştirme sistemi, bu amaca hizmet etmekten uzak, çarpık bir düzenle gençlerimizi hayal kırıklığına uğratıyor. Bu adaletsiz sisteme karşı, gençlerin haklarının sonuna kadar savunulması gerektiğine inanıyoruz.