Erdoğan'dan İYİ Parti - CHP işbirliğine ilk tepki
CHP - İYİ Parti işbirliğine Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan ilk yorum geldi. Bu yorum aynı zamanda Erdoğan'ın ilk kez İYİ Parti hakkındaki yorumu olarak tarihe geçti....
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'den 15 milletvekilinin istifa ederek İYİ Parti'ye geçmesine ilişkin “Güneş Motel olayından çok daha öte bir durum söz konusu. YSK, cumartesi kararı almış olsaydı, belki '15'ler olayı' olmazdı" dedi. Erdoğan, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in, Meclis Genel Kurulu'ndaki konuşması sonrasında yaşananların anımsatılması üzerine de "Aşağıda olsam, ona gereken dersi verirdim" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'te 23 Nisan Resepsiyonu'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, CHP'den ayrılarak İYİ Parti'ye geçen 15 milletvekili için "Güneş Motel olayından çok daha öte bir durum söz konusu. YSK, cumartesi kararı almış olsaydı, belki '15'ler olayı' olmazdı" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: "Nasıl bir iş? Bunun ahlaki bir yanı olabilir mi? Güneş Motel olayından çok daha öte bir durum söz konusu. Parlamentomuzun bu duruma düşmesi bizim için gerçekten bir felaket. Ama 24 Haziran'da benim halkım, Parlementoyu bu kirli duruma düşürenlere gereken cevabı verecektir. Önce 'sandık sandık2 dediler şimdi baskın seçim diyorlar. Gönlünüzü yaptık işte, buyurun hayırlı olsun. 'Er Meydanı' dediler, buyurun meydan. Benim daha bir buçuk senem vardı, bu makamda durabilirdim. Sen aynen 'yenilgi yenilgi' alıştın bu işe. Sandıklarda her zaman kaybediyorsun."
Erdoğan,YSK'nın kararına yönelik olarak "YSK, kararı cumartesi vermiş olsaydı, belki o zaman bu '15'ler olayı' olmayabilirdi" diye konuştu.
"AŞAĞIDA OLSAM ONA GEREKEN DERSİ VERİRDİM"
Erdoğan, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in, Meclis Genel Kurulu'ndaki konuşması sonrasında yaşananların anımsatılması üzerine de şunları söyledi:
“Aşağıda olsam, ona gereken dersi verirdim. Orada o terbiyesizliği yapan kişi, grup başkanımıza karşı parmak sallayan kişi, terbiyesizin tekidir. Aşağıda oturmuyorum, oturduğum makam yukarıda. Aşağıda olmuş olsam, ona sadece ağzının payını değil, ona verilmesi gereken dersin en büyüğünü verirdim. Senin 15 tane milletvekilin partiden ayrılıyor, sözde İyi Parti'ye geçiyor. Sözde İyi Parti'ye onların koltuklarından geçenler var mıydı, onlar oturdu mu?"
“O BENİM SORUNUM DEĞİL"
Resepsiyonda, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı ihtimalinin sorulması üzerine ise Erdoğan “O benim sorunum değil" dedi.
İşte Özgür Özel'in yanıtı:
"Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bugün TBMM Genel Kurulu'nda kullandığım, tamamı Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu tutanaklarında yer alan ifadelerden rahatsızlık duyduğu anlaşılmaktadır. Kendisi benim ifadelerime yönelik gerekli cevabın verilmediğini düşünüyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak parlamenter sistemi savunuyoruz ve 24 Haziran'da da seçimleri kazanarak, kuvvetler ayrılığını yeniden tesis edecek, parlamenter sistemi geri getireceğiz. Sistemi değiştirmemiş olsalardı, hükümetin başı TBMM Genel Kurulu'nu yukarıdaki locasından değil, Genel Kurul salonunda takip edebilirdi. Bu durumda, buradan yanıtını verebilirdi.
Ağzımın payını, bana verilmesi gereken dersi nerede vermek istiyorsa ben hazırım. Kendisine en yakın medya kuruluşunda, kendi belirlediği gazetecilerle, kendi istediği saatte, kendi istediği kadar danışman ve koruma ordusuyla karşısına çıkmaya hazırım. Ben tek başıma geleceğim. Demokrasilerde siyasi figürler 'bu kişi' diye işaret edilebilir. Cumhurbaşkanlığı makamı, milletin meclisine ve milletin vekillerine yukarıdan bakma yeri ve hakaret etme yeri değildir. Erdoğan'ın dili bir siyaset dili değil bir tehdit dilidir. Demek ki Erdoğan, bundan sonra milletvekili ve grup başkanvekili belirlerken en iyi biat edeni, en sadık olanı değil, en iyi cevap verebilecek olanı tercih etmek durumundadır.
Tasfiye sürecindeki Başbakan Binali Yıldırım'ın da, söylediklerimizden rahatsızlık duyduğu anlaşılmaktadır. Tarafımdan kullanılan ifadeler Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Ergin Ergül, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın komisyona verdiği tutanak altındaki ifadeleridir. Yarın bu ifadelerin tamamını kamuoyuyla bir kere daha paylaşacağım."
İLK YANIT TWITTER'DAN
CHP'li Özgür Özel ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerinin ardından Meclis'te bugün yaptığı, “Ağlasanız da, bağırsanız da; yolcudur abbas, bağlasan durmaz! Güle güle!” sözlerinin yer aldığı videoyu retweetledi.
ÖZGÜR ÖZEL NE DEMİŞTİ
CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, TBMM 23 Nisan özel oturumunda yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullanmıştı:
"15 Temmuz akşamı hepimiz buradaydık. Hepimiz birbirimizin şahidiydik. Sayın Genel Başkanımız bize Meclise gitme, demokrasiye, seçilmiş hükümete sahip çıkma konusundaki talimatı vermiş, kapalı olan havayolu yüzünden Ankara'ya ulaşamamış, ilk fırsatta Ankara'ya geleceğini söylemiştir. Ancak 15 Temmuz darbe girişimini araştırma komisyonunda İstanbul Vali Yardımcısı ve İstanbul Emniyet Müdürünün kanıt altındaki tutanakları ortaya koymaktadır ki dönemin Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı sayın Binali Yıldırım Tuzla'daki evine bırakılmış, tankların Tuzla'ya hareket ettiği vehmi üzerine kendisi evinden alınmış, bilinmeyen bir yola çıkmış, jandarmanın çakarları görüldüğünde Ilgaz Tüneli'ne saklanmış, geceyi Ilgaz Tüneli'nde geçirmiştir. Ankara, İstanbul Emniyet Müdürü bugünkü Genel Başkanlarının kendisini defalarca aradığını tutanak altında söylemiş, kule temizlendikten sonra darbeciler havaalanından ayrıldıktan sonra inişe karar vermiş, inişten sonra hangarda geçen dört saat hala izaha muhtaçtır."