Gelecek Partisi Turgutlu'da Bitlisliler Derneğini Ziyaret etti

Turgutlu'ya bir takım ziyaretler için gelen Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç.Dr.Sayın Selçuk Özdağ beraberinde kalabalık bir heyetle Bitlis Norşin Medresesi Başmüderrisi Seyda Abdülkerim Çevik'in menfur bir saldırı sonucu hayatını kaybetmesinin ardından Turgutlu Bitlisliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin düzenlediği lokma hayrına katılarak taziye ziyaretinde bulundu.

Turgutlu Bitlisliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yeni Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet DEMİR ve üyelerini ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getirdiler.Özdağ ve beraberindeki heyet Lokma Hayrına katıldıktan sonra dernekten ayrıldılar.

Özdağ, Turgutlu'daki programının ardından Seyirtepesine giderek Gelecek Partisi gönüllüleriyle bir araya gelen Özdağ bir işletmede karşılaştığı ve bu sezon şampiyon olarak Süper Amatör Lige yükselen Saruhanlı Belediyespor futbolcularını ve teknik ekibini kutlayarak başarı dileklerini iletti.

Selçuk Özdağ'dan kentsel dönüşüm çağrısı

Hafta sonu Manisa'da bir dizi programlara katılan Gelecek Partisi Sivil Toplum ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ binaları ve vatandaşları depreme karşı hazırlamalıyız. Binaları depreme karşı hazırlamanın yolu hızlı bir kentsel dönüşümden, insanları hazırlamanın yolu ise bilgilendirmeden ve eğitimden geçiyor. Manisa'da 40-45 yıllık binalar mevcut. Öncelikle bu binalar olmak üzere ne kadar bina varsa hepsi denetlemeden geçmeli ve depreme karşı korunaklı hale getirilmeli” diye konuştu.

Gelecek Partisi Manisa İl Başkanı'nın Mustafa Keskin olarak açıklanmasının ardından meydanlara inerek siyaset çalışmalarında start verdi. Bu kapsamda Hafta sonu Gelecek Partisi Sivil Toplum ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ öncülüğünde Manisa merkez ve ilçelerinde bir dizi program gerçekleştiren parti yetkilileri gitmiş oldukları yerlerde büyük bir ilgi ve sevgiyle karşılandı. Parti'nin kuruluşundan bugüne kadarr 13 İl Başkanı'nın belirlendiğini kaydeden Özdağ tüm baskılara ve olumsuz koşullara rağmen “Türkiye için, demokrasi için, insan hak ve özgürlükleri, kuvvetler ayrılığı ilkesi, hak,hukuk, adalet için ben de elimi taşın altına koyuyorum” diyerek Gelecek Partisi'nde görev alan, gönül veren tüm cesur yüreklere selam olsun” dedi.

Türkiye'nin Geleceği için tüm vatandaşları Gelecek Partisi'ne davet eden Özdağ programı kapsamında Manisa Kazımkarabekir Mahallesi sakinleriyle sohbetinin ardından Turgutlu'da Bitlis Norşin Medresesi Başmüderrisi Seyda Abdülkerim Çevik'in menfur bir saldırı sonucu hayatını kaybetmesinin ardından Turgutlu Bitlisliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin düzenlediği lokma hayrına katılarak taziye ziyaretinde bulundu. Lokma hayrının ardından geçtiğimiz günlerde Babası vefat eden Gelecek Partisi Turgutlu ilçe sorumlularından Abdulselam Bulut Alpkan'ı evinde ziyaret ederek acısını paylaşan Özdağ'a programı kapsamında Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyeleri Dinçer Türkmen, Gizem Satıoğlu Öcmenler, Oğuz Şalvız, Gelecek Partisi Manisa İl Başkanı Mustafa Keskin ve parti gönüllüleri eşlik etti.

DEPREME KARŞI SEFERBERLİK İLAN ETMELİYİZ

Türkiye depremlerle yaşıyor, deprem olduğunda millet olarak örnek bir dayanışma, birlik ve beraberlik oluşturuyoruz. Ya depremin üzerinden 10 gün geçtikten sonra adeta tüm acıları unutmaya başlıyoruz ve tedbirleri almıyoruz” diyen Özdağ, “Manisa'da ve diğer illerimizde 30-40 yıllık binalar var. Karaköy'de, Anafartalar'da gerekse Doğu Caddesinde evlerin yüzde 80'i 40-45 yıllık evler. Bu evlerin tamamı küçük bir depremde dahi yıkılır. İnsanlar Yüca allah tarafından yaratılmış çok kıymetli varlıktır. O nedenle bir an önce Manisa ilimiz başta olmak üzere yurt genelinde kentsel dönüşümü hızlandırmamız gerekiyor. Bunun için ister iktidar partisiyle, ister muhalefet partileriyle, STK'larla, Belediye Başkanlıklarıyla, İş adamlarıyla, Odalarla, Sendikalarla hep beraber bir seferberlik ilan etmeliyiz. İkinci olarakta vatandaşları depreme hazırlamamız gerekiyor. Nasıl binalar depreme hazırlanıyorsa insanlarımızda depreme hazırlanmalı. Deprem eğitimi İlkokul'dan başlayarak verilmeli. Japonlar Dünya'nın en hassas bölgesinde yaşıyorlar. En küçük deprem 6 şiddetinde oluyor. Ama buralarda belki bir kaç insan şiddetine göre hayatını kaybedebiliyor. Binalar yıkılmıyor. 5 şiddetinde olan depremlerle ise aşağı yukarı her gün karşılaşılabiliyor. ABD'de ise buna benzer bir durum söz konusu. Onlar tabi bu aşamaya hemen gelmediler. Şehirlerde binalar ona göre imar edildi, tüm vatandaşlar depreme karşı bilgilendirildi ve eğitim gördü. Bunu Türkiye'de de yapmalıyız” diye konuştu.

TÜRKİYE'NİN KANAL İSTANBUL'A DEĞİL KENTSEL DÖNÜŞÜME İHTİYACI VAR

Elazığ depreminin ardından sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımın arkasında durduğunu belirten Gelecek Partisi Sivil Toplum ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “Gölcük Depreminin üzerinden 21 yıl, Van depreminin ise 9 yıl geçti. En son Manisa'da 5.4, Elazığ'da ise 6.8 şiddetindeki depremler cereyan etti. Bu depremler göstermiştir ki tüm yurt genelinde bir an önce tamamlanmak üzere kentsel dönüşüme ihtiyaç var. Türkiye'nin de, İstanbul'un da şu an ihtiyacı Kanal İstanbul değil, hızlandırılmış bir kentsel dönüşümdür. Kanal istanbul mu önemliymiş deprem mi önemliymiş. 120 milyar liralık o para kentsel dönüşüme aktarılmalı Kanal İstanbul'a değil. Elzem olan budur” diye konuştu.

“Şayet demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden bahsediyorsak bunun yolu şeffaf bir Türkiye inşa etmekten geçiyor” diyen Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü, “Vatandaş internete girdiğinde bir tıklamayla belediyelerin, tüm kamu kurumlarının hizmetlerini, tüm çalışmalarını ve ihalelerini şeffaf bir şekilde görebilmeli. İsraftan da kaçınmalıyız. Manisa'da 3 dönem Milletvekilliği yaptım. Bu Milletvekilliğim döneminde tüm kurumlarda şunu gördüm; Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında, belediyelerde gereğinden fazla harcama ve şatafat mevcut. Gösterişten uzak devlet geleneği ve ahlakı çerçevesinde işimiz, sorumluluğumuz neyse onu yerine getirmeliyiz. Gereksiz harcamaların her biri devlet bütçesinden, milletimizin ödediği vergilerden karşılanıyor. Bunlara gerek yok sade yaşamak lazım. Geçenlerde Japonya'da bir Bakan odasını gördüm bir masa iki sandalyeden ibaretti. Türkiye'nin tasarrufa, şeffaflığa ihtiyacı var.”

HÜKÜMET YETKİLİLERİNİ GÖREVE DAVET EDİYORUM

“Depremle ilgili attığım twitin arkasındayım” diyen Özdağ geçtiğimiz günlerde İstanbul'da bir binanın kendiliğinden yıkıltığını hatırlatarak, “Bu binanın yıkılmasından dolayı 20 kişi hayatını kaybetmişti. Elazığ'daki depremin aynı şiddette İstanbul'da yaşandığını düşünün, bunu kimse arzu etmez ama adeta bir felaket yaşanır. Bu yıkılan binadan dolayı hesap kimseye sorulmadı ama yine bir Japon Mühendis Osmangazi Köprüsü yapılırken halatta üretim hatası olmasına rağmen o mühendis “Bu üretim hatasını görmedim ve kullandım” diyerek intihar etti. O nedenle siyaset yapan, devleti yöneten, devlet memuru olan hepimize düşen görev sorumluluk bilinciyle hareket etmektir. Ahlak bilinci içerisinde çalışmamız gerekiyor. Çünkü milletimiz her şeyin en güzeline layık. Deprem Allah'tandır ama ölümler idarecilerden ve kullardandır. Fay hattına ev yapılırsa o ev yıkılır. İnşaat yapanlar malzemeden çalarsa o binalar yıkılır. Her insanımız bizim için çok önemli. Gerekli önlemler alınmadığı için, depremelere karşı hazırlık ve gerekli eğitim yapılmadığı için binaların yıkılmasıyla bir anlamda milli servette gidiyor. Eşim Elazığlı ve akrabalarımız Elazığ'da. Yazık değil mi bu insanlara, bu milli servete. Önceden gerekli tedbirler alınmış olsa ve tüm bu acılar yaşanmasa, daha hafif atlatırsa. Hükümet yetkililerini bu vesileyle göreve davet ediyorum. Türkiye'de kentsel dönüşüm bekleyen 3 Milyon binayı konunun uzmanı Mühendislere teslim etsinler ve gerekli tüm denetlemeler, tüm tedbirler bir bir yapılarak gereği yerine getirilsin. Türkiye olarak bunu başarabilecek, yapabilecek güçteyiz” dedi.

Bazı Gazetecilerin belirli çevrelere ve iktidara şirin görünme pahasına asparagas haber ve ifadelere başvurduğunu kaydeden Özdağ, “Şahsımın asla Elazığ ve Malatya'da ki depremden sonra vatandaşları kastederek, “Beter olsunlar!” tarzı ifadesi yoktur. Bunu iddia edip ispat edemeyenler müfteridir. Herkes sorumluluğunu bilecek ve görevini layıkıyla icra edecek” dedi.