Milletimizin şahit olduğu veya duyduğu yolsuzluk vakaları
MHP eski Manisa Millet Vekili Haber Kasaba Gazetesi köşe yazarlarından Ahmet Orhan'ın İnternet arama motoruna 'Yolsuzluk' kelimesini yazsanız karşına gelecek listede en çok belediyelerin ve diğer kamu kurumlarında yaşanan olayların konu edildiğini görürsünüz.
İşte Ahmet Orhan'ın YOLSUZLUK başlıklı yazısının tamamı
İnternet arama motoruna “Yolsuzluk” kelimesini yazsanız karşına gelecek listede en çok belediyelerin ve diğer kamu kurumlarında yaşanan olayların konu edildiğini görürsünüz.
Maalesef günümüzde belediyeler başta olmak üzere tüm kurumlarda yolsuzluk vakalarına rastlanması sıradan bir durumdur.
Özellikle refahın ve milli gelirin arttığı dönemlerde özellikle “rant” kökenli “yolsuzluk” olayları daha sık görülen türden olaylardır.
Evrensel toplumsal bir maraz olan yolsuzluk, Cumhuriyet tarihimizde de daha çok başarılı kalkınma hamlelerinin yapıldığı dönemlerde görülmüştür.
Söz konusu dönemleri hatırlayacak olursak 1950–1960 DP, 1963–1971 AP, 1983–1991 ANAP, 2002-? AK Parti iktidarlarında refah artışı, sanayileşme, dünyaya entegrasyon, dönüşüm ve sosyal refah dönemleri olarak sıralanabilir.
Yaşanan olumlu gelişmelerin yanında en fazla yolsuzluk olaylarına ve iddialarına rastlanan dönemlerde bu dönemlerdir.
Milletimizin şahit olduğu veya duyduğu yolsuzluk vakaları, milletimizin zihninde onarılması neredeyse mümkün olmayan hasarlara neden olmuş, tam anlamıyla söz konusu kurumlara karşı güven bunalımına neden olmuştur.
Bu nedenle insanlar ister gerçek, isterse gerçek dışı olsun her yolsuzluk iddiasına sorgulamadan inanır hale gelmiştir.
Bir resmi görevlinin hakkında duyduğu gerçek dışı servet iddialarına neredeyse tam bir inanmışlıkla onayladığına şahit olmak en sıradan bir durumdur.
İnsanlarımızın standart dışı bir uygulamaya maruz kaldıkları kanaatiyle sıklıkla devleti temsil eden görevlilerle tartışmasının altında yatan da bu güvensizlik duygusudur.
Tapuda, vergi dairesinde, belediyede, imarda, zabıtada, hastanede tüm kurumlarda yaşanan tartışma ve kavgaların arkasında, vatandaşımızdaki yolsuzluk ve ayrımcılığa dair yaygın kanaat vardır.
Haksızlar mı diye sorduğumuzda, hayır haksız değiller dediğinizi duyar gibiyim.
Yolsuzluk, ayrımcılık ve şaibe algısını önlemenin yolu elbette vardır ve yapılması hiç de zor değildir.
Yöneticilikte şüphe ve güvensizliği ortadan kaldırmanın yegane yolu uygulama prensiplerinin yazılı hale getirilip ilan edilmesi ve ona tavizsiz uyulmasıdır.
Örnek vermek gerekirse kanun dışı bir uygulama yapmamak başta olmak üzere konut projelerinde zemin üstü 3 katlı konut ruhsatlarından asansör ve balkon çıkmaları konusunda alınacak zorunlu bağış miktarlarında farklı tahsilat yapılması otomatik olarak şaibeye neden olur.
Başka bir örnekse vatandaşlardan tahsil edilen bedellerin vezneler dışında bazı birimlerde, görevi hesap işleri olmayanlar eliyle yapılması durumunda da şaibe kaçınılmazdır.
Eğer şaibeden kurtulmak isteniyorsa halkı bilgilendirmede şeffaflık zorunludur.
Hakkında rüşvet alarak mal edinme iddiası olan devlet yöneticileri ve siyasiler bu konuda sıklıkla kendilerince ve yakınlarınca edinilen mallar konusunda açıklamalar yapmalıdırlar.
Susarak veya duymazdan gelmek ancak haklarındaki dedikodunun artmasını ve nihayetinde yıpranmalarına hatta suçlanmalarına yol açar.