ÖSYM'nin Yeni Sistemi, Haşim Karataş yazdı: BESYO Öğrencilerinin Hayalleriyle Oynandı

Haber Kasaba Gazetesi Köşe Yazarı Haşim KARATAŞ kaleme aldı. ÖSYM

ÖSYM'nin Yeni Sistemi, Haşim Karataş yazdı: BESYO Öğrencilerinin Hayalleriyle Oynamak

Eğitim, her bireyin hayatında büyük bir dönüm noktasıdır. Ancak son dönemde yaşananlar, özellikle BESYO (Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu) öğrencilerinin bu dönüm noktasında karşılaştığı engellerin giderek büyüdüğünü gösteriyor. ÖSYM'nin bu yıl uygulamaya koyduğu yeni sistem, gençlerin umutlarını, hayallerini ve kariyerlerini derinden etkileyen büyük bir haksızlığa sebep oldu. Bu düzenleme, eğitimde adaletin ne kadar önemli olduğunu bize bir kez daha hatırlatıyor.

Adaletsiz Puanlama Sistemi: Özgeçmişe Dayalı Ayrıcalıklar

Yeni sistemde öğrencilerin üniversiteye yerleşmeleri sadece sınav başarılarına veya parkur performanslarına değil, aynı zamanda sporcu özgeçmişlerine de dayandırıldı. Özgeçmişe dayalı puanlama, özellikle futbolcular ve basketbolcular için ciddi bir avantaj sağladı. Bu öğrenciler, spor geçmişlerinden aldıkları ekstra puanlarla avantajlı konuma gelirken, bireysel sporlarla ilgilenen ve aynı başarıyı gösteren öğrenciler bu ayrıcalıktan yararlanamadı.

Bu durumu somut bir örnekle açıklayalım: Bir öğrenci üniversite sınavında 210 puan alıyor, OBP'si 400 ve parkurda 33 saniye gibi oldukça başarılı bir derece yapıyor. Ancak özgeçmişinden aldığı puan sadece 25. Buna karşılık, başka bir öğrenci sınavda daha düşük bir puan almasına ve parkurda daha kötü bir derece yapmasına rağmen, futbol ya da basketbol geçmişinden aldığı 50 puan ile birinci öğrenciyi geride bırakıyor. Sonuç olarak, daha başarılı olan öğrenci elenirken, puanı daha düşük olan öğrenci üniversiteye yerleşiyor.

Eğitimde Adalet ve Eşitlik İhlali

Bu sistemin en büyük sorunu, adalet ve eşitlik kavramlarını hiçe saymasıdır. Eğitimde fırsat eşitliği, her öğrencinin hak ettiği başarıya ulaşması gerektiğini savunur. Ancak bu sistem, başarıyı değil, belirli branşlarda yapılan spor geçmişini ön plana koyuyor. Futbol ve basketbol gibi popüler spor dallarına verilen bu aşırı ayrıcalık, bireysel sporlara emek veren gençlerin emeğini göz ardı ediyor.

Oysaki ülkemizi uluslararası arenada temsil eden pek çok sporcu bireysel sporlardan yetişiyor. Yüzme, atletizm, jimnastik gibi dallarda büyük başarılar elde eden bu sporcular, sistemin getirdiği bu adaletsizlikle geride bırakılıyor. Bir ülkenin spor kültürünü geliştirmek, sadece futbol ve basketbol gibi branşlara odaklanarak değil, tüm spor dallarını destekleyerek mümkündür.

Gençlerin Psikolojisi Üzerindeki Yıkıcı Etkiler

Bu sistemin sadece eğitimde değil, gençlerin psikolojisinde de büyük bir yıkıma sebep olduğunu görmek zor değil. Üniversiteye yerleşme hayali kuran binlerce genç, bu adaletsiz sistemin getirdiği sonuçlarla büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Yıllarca emek veren, sınavlara hazırlanan, parkurda başarılı olan gençler, özgeçmiş puanı düşük olduğu için yerleşemediklerinde büyük bir moral bozukluğu yaşıyorlar.

Bu süreç sadece hayal kırıklığıyla sınırlı kalmıyor. Öğrencilerin KYK burslarının sona ermesi, gelecek kaygıları, maddi zorluklar gibi birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Gençlerin eğitim hayatları boyunca karşılaştıkları bu belirsizlik ve haksızlık, onları psikolojik olarak derinden etkiliyor. Özgüvenlerini kaybediyor, geleceklerine dair umutlarını yitiriyorlar.

Eğitim Sistemine Olan Güvenin Zedelenmesi

ÖSYM'nin bu yıl uyguladığı sistem, eğitim sistemine duyulan güveni de zedeliyor. Eğitim, toplumun en temel yapı taşıdır. Bir ülkenin gelişmesi, gençlerin eğitimiyle doğrudan ilişkilidir. Ancak bu tür hatalar, gençlerin sisteme olan inancını sarsıyor. Bir sınavın, gençlerin hayatlarını bu kadar derinden etkilediği bir ortamda, adaletli bir değerlendirme sistemi olmazsa olmazdır.

ÖSYM gibi önemli bir kurumun, bu denli büyük bir yanlışa imza atması, sadece bugünkü öğrencileri değil, gelecekteki nesilleri de olumsuz etkileyecek. Eğitim sisteminin temel amacı, her bireyin eşit fırsatlarla en iyi eğitimi almasını sağlamaktır. Bu sistem ise, belirli bir kesimi ön plana çıkarırken, diğer öğrencilerin başarılarını ve emeklerini görmezden gelmektedir.

Bu Yanlıştan Dönmek Zorunlu

ÖSYM'nin bu hatalı sistemden bir an önce dönmesi gerekmektedir. Gençlerin geleceğiyle oynamak kimsenin hakkı değildir. Sporcu özgeçmişi elbette önemli olabilir, ancak bu özgeçmişin eğitimde fırsat eşitliğini ihlal etmeyecek şekilde değerlendirilmesi gerekir. Futbol ya da basketbolcu olmak, bir öğrencinin üniversiteye yerleşmesinde bu denli belirleyici bir faktör olmamalıdır.

Eğer ÖSYM bu hatasından dönmezse, gençlerin geleceğini olumsuz etkilemeye devam edecektir. Eğitim sistemine olan güven daha da sarsılacak, bireysel sporcuların ülkeye kattığı değerler hiçe sayılacaktır. Eğitimde adaleti sağlamak, sadece futbol ve basketbola odaklanmakla değil, tüm spor dallarına ve öğrencilerin akademik başarılarına aynı önemi vermekle mümkündür.

Gençlerin Umudu, Ülkenin Geleceğidir

Sonuç olarak, BESYO öğrencileri üzerinde uygulanan bu sistemin, eğitimde adaleti ve eşitliği zedelediği ortadadır. Gençlerin hayatlarıyla oynayan bu tür hataların düzeltilmesi, sadece bugün için değil, gelecekte de sağlıklı bir eğitim sistemine sahip olmamız için zorunludur. ÖSYM'nin bu büyük hatayı gözden geçirip, adil ve hakkaniyetli bir sistem oluşturması gerektiği aşikârdır. Gençlerin umudu, ülkenin geleceğidir ve bu geleceği adaletle inşa etmek hepimizin sorumluluğudur.

Haşim Karataş – Haber Kasaba

Bakmadan Geçme