Dr.İmbat MUĞLU yazdı Sahi siz hiç ŞEHİT oldunuz mu?
MİSAFİR KALEM Manisa'da 16 Kasım 2019 tarihinde 'Terörle Mücadelede Gençlik ve Medya' isimli projede konuşmacı olarak katılan Dr.İmbat MUĞLU Kaleme aldı.
Ülkemizin hem sınır ötesinde hem de yurtiçinde terör örgütlerine karşı operasyonları büyük bir özveri ve kararlıkla devam etmektedir. Jandarma Genel Komutanlığınca başlatılan ‘'KIRAN OPERASYONLARI'' ile Doğu ve Güneydoğu'da PKK terör örgütünün terk etmediği bölgelerde terör örgütünün unsurları görüldüğü alanlarda etkisiz hale getiriliyor ve bir daha örgütsel faaliyetlerinde bulunmaması için her türlü tertiplenmeleri bozularak birleşmelerinin önüne set çekilmektedir.
Bölgede gerçekleştirilen operasyonlarda yapılan arazi arama-tarama faaliyetlerinde örgüte ait sığınak ve barınaklarla birlikte silah, mühimmat,iletişim unsurları imha edilmektedir.Diğer yanda son yüzyılın en azılı ve sinsi terör örgütü FETÖ'nün, TSK-Emniyet-Yargı ve diğer yapılanmasına yönelik operasyonlar devam etmektedir. Haklarında yakalama kararı bulunan birçok zanlı gözaltına alındı,alınıyor.
Terör örgütü DEAŞ'a yönelik yapılan operasyonlarda da bir çok kişi gözaltına alındı,alınıyor.Irak'ın kuzeyinde yapılan Pençe Operasyonları devam ediyor. Bu bölgede operasyon yapan birliklerimiz kalıcı üsler teşkil ediyor.
Suriye'de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı alanındaki güvenlik güçlerimiz ve yardım kuruluşlarımız tarafından yıllardır aynı özveri ile bölge halkın huzur,güvenlik,sağlık,eğitim gibi yaşama dair tüm talepleri karşılanıyor, halk normal yaşantısına devam ediyor.
Suriye'de Fırat'ın doğusunda TSK'nın yaptığı Barış Pınarı Harekâtında kontrol altına alınan Tel-Abyad-Resulayn'da hayat normale dönmeye başladı.Bölgeden PKK/YPG'li teröristlerin baskısı ile göç etmek zorunda kalan halk evlerine dönmeye başladı.
Türkiye bölgede örgütün tahrip ettiği okul, hastane ve ibadet yerlerini onardı. Fırınlar faaliyete geçti. Bölgeye elektrik ve su verildi.Soçi'de yapılan görüşmelerde kararlaştırılan Türk ve Rus devriye faaliyetleri devam ediyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Astana anlaşmaları çerçevesinde,İdlib gerginliği azaltma bölgesinde kurmuş olduğu 12 adet ateşkes gözlem noktası faaliyetlerine devam etmektedir.
Güvenlik güçlerimiz sınır ötesinde Irak'ta ve Suriye'de başlattığı operasyonlar sadece güvenlik sağlamıyor aynı zamanda bölge halkının yaralarını sarıyor.Ülkemizin yarınları için,geleceği için,ay yıldızlı al bayrak için,bölünmez bütünlüğü için; hem sahada,hem masada onca güzel başarılara imza atılırken,halen yan gelip yatan,kulaklarını bu güzelliklere tıkayan,eleştiren zihniyete haykırıyorum.
''Aç kulağını, dinle duy bakalım, gerçek neymiş anla'' Bir ülkenin tüm umutlarının size bağlandığı,karanlık bir kuyuda aydınlığının siz olabileceğiniz hiç aklınıza geldi mi?
Vatan-Bayrak demenin namus demek olduğu inancı ile sınır boylarında bazen -30 derece, bazen de +40 derecede saatlerce nöbet tutunuz mu? Ezan'ı Muhammediye'nin sonsuza kadar bu coğrafyada okunması için göğe doğru, ellerini açarak hiç dua ettiniz mi?
Sahi siz hiç kınalı kuzusu çocuğunu kaybeden şehit annesinin ağlamasını yüreğinizde duydunuz mu? Yada bölünmez bütünlüğümüz için elde silah dağ başlarında, uykusuz geceleyenleri bilir misiniz? Uykusuz bu gecenin sonunda hemen yanı başınızda en sevdiğiniz silah arkadaşının kanı sıçradı mı hiç üzerinize?
Yarasını elinle sarıp, göz yaşları içinde bir yudum su verdiniz mi kendisine?
Silah arkadaşınızın dizinizde can verişini gördünüz mü hiç?
Siz hiç güzel yarınlar düşünürken kalleşçe bir mermi ile sırtınızdan vuruldunuz mu? Hiç can verirken annem, babam, kardeşlerim, eşim, yavrum, sevdiklerim diye değil yanı başındaki silah arkadaşının sizden birkaç saniye önce şahadete kavuştu diye göz yaşı döktünüz mü?
Siz hiç yanı başında daha birkaç dakika önce hayallerini, görmediği evladını, annesini,babasını, eşini anlatan arkadaşınızı şehit verdiniz mi?Şehitlik denen o yüceler yücesi fikri bir kez olsun hissettiniz mi yüreğinizde? Peki ey elleri öpülesi güzel anneler siz hiç şehit annesi oldunuz mu?
Hiç yüreğinize saplanmış kor ateşli bir merminin acısıyla, bitmez tükenmez uykusuz geceler geçirdiniz mi? Siz hiç; yüreğinizi, ŞEHİT olan biricik evladınız ile birlikte toprağın altına gömdünüz mü? Siz hiç evladınızın odasına girip kıyafetlerini koklayıp,hayalleri ve anıları ile baş başa kaldınız mı?
Yada hatıra defterine yazdığı bir anısını okuyup; hıçkırıklara boğuldunuz mu? Peki hiç şehit babası , şehit eşi, şehit çocuğu gördünüz mü? Siz hiç evladınız seni özledim gel baba dediğinde içiniz titriye titriye lafı en çok istediği oyuncağına getirip konuyu değiştirdiniz mi?
Bu vatan için ‘Gazi' mertebesine ulaşmış, kolunu, bacağını, gözlerini dağlarda bayırlarda bırakmış gencecik insanlara rastladınız mı? Siz hiç annenize yaralıyken yığılıp kaldığınız yerde annem ben iyiyim babama da söyle merak etmesin dediniz mi? Bu insanlar için bir şey yapmayı aklınızın ucuna bir kez olsun getirdiniz mi?
Bu adamlar geriye dönmeyi hiç düşünmediler, hep vatan ama hep vatan dediler. “Helal olsun akan ve akacak kanlarımız vatana” dediler. Kolları arasında şehit olan arkadaşlarına, astlarını, komutanlarını kucakladılar. Niye ben de ŞEHİT olmadım diye gözyaşı döktüler.Hepsinin dudaklarının arasından her zaman sadece iki kelime süzüldü. Dediler ki ‘VATAN SAĞ OLSUN!' ‘Canım al bayrakta bir damla kan olsun, yeter ki vatan sağ olsun, VATAN SAĞ OLSUN!'
Şehit ve gazilik mertebesinin ulviyetine kavuşmuş bu vatan evlatlarını düşünerek bakarsanız meseleye memlekette olup bitene daha duyarlı olacağınızda eminim.
‘'Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!'' Mustafa Kemal ATATÜRK 20 Ekim 1927. Dr.İmbat MUĞLU