Türkiye referanduma gidiyor,tartışmalar iyice kızıştı,saflar belli olmakta;sonuç ne olursa olsun ülkemize hayrı olsun inşallah diyerek olaya farklı bir açıdan bakmak istiyorum.
Biraz geçmişe gidelim,hani derler ya tarih tekerrürden ibarettir diye!.
1987 yılında ülkemizde tek başına iktidarda olan güçlü bir Anavatan partisi hükümeti,başında da Türk siyasi tarihine büyük liderler arasında geçmiş olan Turgut Özal vardı.Herkesin bildiği gibi 1980 ihtilalinden sonra ihtilal anında faal olan tüm partiler kapatılmış,liderleri ise 1982 darbe anayasasına göre 10 yıl siyasi yasaklı hale gelmişti,yani liderlerin siyasi yasağı 1992 yılında sona erecekti.
Turgut Özal Meclisteki baskılara dayanamadı ve referanduma gitmeye karar verdi,referandumda siyasi yasakların kalkıp kalkmaması hususu oylanacaktı,kalksın diyenler EVET,kalkmasın diyenler ise HAYIR şeklinde oy kullanacaklardı.Çekişmeli seçimlerin sonucu EVET:50,16 HAYIR:49,84 gibi kıl payı bir sonuçla neticelenmişti.Siyasi yasaklar artık yoktu,liderler partilerin başına geçecek ve eskisi gibi siyaset yapabileceklerdi.
Referanduma gidildiğinde en son genel seçimlerde Özal’ın Anap’ı %45,14 oy oranındaydı.Referandumda HAYIR kampanyası yapan ve de istediğini alamayan Özal referandumdan sadece iki ay gibi kısa bir süre sonra baskın genel seçim kararı aldı,diğer liderlerin partilerinin başına geçip toparlanmalarını istemiyordu.
Ancak işler Özal’ın düşündüğü gibi olmamıştı,1987 baskın genel seçimlerinde de Anap kan kaybetmiş ve %36,31 gibi bir oy oranına gerilemişti;yine tek başına iktidardı ama kan kaybı artıyordu.18 Haziran 1988 Anap olağan kurultayında Kartal Demirağ adında biri Özal’a suikast teşebbüsünde bulundu,kamuoyu günlerce çalkalandı,ne mutlu ki Özal parmağındaki küçük bir sıyrıkla suikast teşebbüsünden kurtulmuştu.
Tabi bu olay Özal’a olan sempatiyi arttırıcı bir durum yaratmıştı,Özal ve kurmayları da bunu oya çevirmek için 1989 yılında yapılacak yerel seçimleri bir yıl öne çekmek için 1988 yılının eylül ayında referanduma gitti,ancak bu kez iş daha vahimleşmişti,referandum sonucuna göre Özal’ın istediği %35 e %65 rededilmişti.Referandum sonuçları Anap’ın yokoluşunun sebebiydi belli ki!.1989 yılında yapılan yerel seçimlerde iktidarda olan Anap %21 lere gerileyerek üçüncü parti olabilmişti,zaten 1991deki genel seçimlerde de iktidarı DYP’ye bırakmak zorunda kaldı.
AKP’nin öyküsü ise tam ters işledi;2007deki referandumda halka Cumhurbaşkanını halk seçsin mi? diye sordu;sonuç %68,95 evet oldu.AKP bu hamlesiyle Cumhurbaşkanını Meclisin seçmesinin, birçok sıkıntı ve tartışma çekmesinin önüne geçmiş ve adeta iktidarını sağlamlaştırmıştı.2010 ise bambaşka bir referandumun yılı oldu;AKP yargı reformu adı altında referanduma gitti;sonuç tam istediği gerçekleşti;seçmenin %57’si yine AKP’nin fikrinde idi.2010 referandumu AKP’nin zaten fazla olan gücüne güç kattı;sonrasında yapılan 2011 genel seçimlerine ise %49,83 AKP oyu olarak yansıdı.
Bağlarsak;REFERANDUMLAR İKTİDAR PARTİLERİNİN GÜÇLERİNİ BÜYÜK ÖLÇÜDE ETKİLİYORLAR;ANAP İKİ REFERANDUMDA DA MAĞLUP OLDU,SÜREÇTE KAN KAYBEDE KAYBEDE YOK OLDU GİTTİ;AKP İSE YAPTIĞI İKİ REFERANDUMDAN DA GALİBİYETLE ÇIKTI VE GÜCÜNE GÜÇ KATTI.YANİ SÖZÜN ÖZÜ 2016 REFERANDUMU YA AKP’YE ARTIK ASLA MAĞLUP EDİLEMEZ BİR GÜÇ KATACAK YA DA AKP’NİN ÇÖKÜŞÜNÜN MİLADI OLACAK;AKP KENDİ GELECEĞİNİ BELİRLEYECEK..AMA UNUTMAMAK LAZIM GERİYE GİDİŞ BİR BAŞLADI MI ÖNÜ ASLA ALINMIYOR......