Murat Yıldırım

Mecburiyet…

Murat Yıldırım

Son zamanlarda artmaya başlayan Cuma mesajları ile yerel seçimin ayak seslerini iyice duymaya başlayan vatandaş acaba bu sefer nasıl bir karar verecek diye düşünmeye başlamıştım ki, imdadıma bir haber yetişti…

“İzmir'de Toplanan Vatandaşlar Fatih Portakal'ı Portakal Yiyerek Protesto Ettiler “

Bu arada protestocu vatandaşların ellerindeki pankartlar da ilginçti;

“portakal orda kal”

“portakalı soydum başucuma koydum” v.s.

Geçelim…

Ülke gündemine bir papağan ve bir ruh hastası adam düştü geçtiğimiz günlerde. Olayı biliyorsunuz, neticesinde papağan hakkın rahmetine kavuştu ve papağana eziyet eden şahıs ise daha başka canlılara eziyet etmesin diye (!)  21 günlüğüne akıl hastanesine yatırıldı. Olayın başka bir boyutu daha var, bu adamı aylar boyunca ekranlara çıkararak ki orada ki görüntüleri de vahimdir, reyting canavarına hizmet eden zihniyet.

 O zihniyete de Altın Kelebek ödülü verildi.   Törende yaptığı konuşma ise hayli ilginç.  “kariyerinin önemli aşamalarını” hikâyeleştirirken çok sempatik anlatıyor; neymiş sabaha kadar bilgisayar oyunu oynarmış ve yöneticisinin odasında uyurmuş, değerlendirme toplantısında elektrikler kesildiği için kovulacağı toplantı iptal olmuş ve kovulmaktan kurtulmuş(!), hızlı araba kullanmaktan hapse düşüp kefaletle çıkmış… sonra yükselmiş vs. Önceleri starların “çalışarak yükselme” hikayeleri prim yapardı, şimdi o kadarına bile özen gösterilmiyor. Bu beyefendi her tür ergenliği yapmış ama yine de kariyeri kesintiye uğramamış.

Bu kariyer hikâyesine bir dokundurma, Cem Yılmaz’dan geldi: “Acun çok tatlı bir hayat hikâyesi, emsal bir yaşam gençlere anlattı Benim de söyleyeceklerim onun gibi, çok kasmayın, uyuyarak da böyle olunuyor.”

Geçelim…

Yukarda da belirttiğim gibi, yerel seçimler yaklaşıyor ve fakat sanki bu seçimlere sadece 4 parti dâhilmiş ve onların yaptıkları iki kutuplu ittifakla seçimlere girilecekmiş gibi hava estiriliyor. Hâlbuki bilindiği gibi bu partiler dışında daha birçok parti var ülkede siyaset yapan ve bu partilerin seçmenleri ve üyeleri mevcut. Tüm bunlara rağmen sadece bu 4 partinin belirlediği iki kutuplu siyaset tüm ülkeye ve partilere dayatılıyor. İnsan sormadan edemiyor; hani çok partili rejim, hani çok seslilik, hani demokrasi? Tüm bunların yerini “ya bizdensin ya onlardan”  mı aldı?

İşte bu mevzuyu geçmeyelim…

Bunun üzerinde düşünelim, konuşalım, tartışalım. Ve unutmayalım nitelikli muhalefet, nitelikli iktidar için vazgeçilmezdir, yoksa iktidarın dümen suyuna çark olmak , “ mış “ gibi yapmak değil…

Son olarak Haber Kasaba ailesine yeni katılan Cansın Tunçdirek ‘e hoş geldin diyerek yazı hayatında başarılar diliyorum…

 

 

Yazarın Diğer Yazıları