Murat Yıldırım

OTUZBEŞE BAKLA

Murat Yıldırım

Zamanında bir şeyhin, küfürbaz bir talebesi varmış. Her önüne gelene küfür ediyormuş. Gerçi küfürbaz talebe de bu halinden rahatsızmış ama bir türlü kendini kontrol edemiyormuş. Tabi diğer talebeler de durumdan şikâyetçi. Bir gün hoca, talebesini çağırır ve “Evladım! Dilinin altına bir bakla koy. Küfür etmek aklına geldiğinde bu bakla seni engelleyecektir” demiş. Talebe denileni yapmış. Yağmurlu bir günde hoca ve talebesi yolda giderken camdan bir kızcağız, “Hocam, bir dakika bekler misin” diyor. Hoca ve talebesi beklemeye başlıyorlar. Tabi yağmur yağmaya devam ediyor. Bekle bekle sonunda kız çamda görünüyor; “Tamam hocam, gidebilirsiniz” diyor.  Hoca, “kızım, bizi bu yağmur altında neden beklettin” diye soruyor. Kız, “Hocam, annem kuluçkaya yumurtaları bir hocanın kavuğuna bakarak koyarsan çıkacak civcivler dişi olur ve yumurtlarlar demişti. Onun için sizleri beklettim” cevabını verir. İyice ıslanmış olan hoca, talebesine döner ve “Oğlum çıkar ağzındaki baklayı. Bu da, annesi de hak ettiler” der.  

 ……

Hazır bakla ağızdan çıkmışken;

60 küsur senedir, adına nato denen, bizimle hiçbir alakası olmayan, neden ve nasıl dâhil olduğumuz halen tartışma konusu, bir silahlı birliğin, geçtiğimiz aylarda yapmış olduğu bir tatbikatta yaptığı terbiyesizliğe de iki çift laf edelim.

Ne zaman katılmışız bu birliğe, adamlar ordumuzu dizayna başlamış. Kendilerine göre bir derin devlet yapısı oluşturup, ülkemizi istikrarsızlaştırmaya başlamışlar. Hemen hemen tüm darbelerde parmağı olduğunu bilmeyen yoktur. Oluşturduğu derin devlet yapısı ile 70’li yılların anarşi ortamını hazırlamış, sağcı olsun solcu olsun, gençlerin ellerine tutuşturdukları silahlarla, birbirlerini öldürmelerini ağzından salyalar aka aka seyretmiştir.

Derken 12 Eylül… Netekim Paşanın iktidarı…

90 ‘lı yılların birçok faili meçhul ve siyasi cinayetlerin baş sorumlusu yine bu örgüttür. (diğer nato ülkelerinde kurdukları illegal yapı bir şekilde çökertilmiş ve fakat ne yazık ki ülkemizde halen mevcudiyetini korumaktadır)

Muavenet’in 2 Ekim 1992’de Display Determination-92 (Kararlılık Gösterisi-92) adlı NATO tatbikatı sırasında Ege’de ABD uçak gemisi Saratoga’nın ateşlediği 2 adet SeaSparrow hava savunma füzesiyle vurulmasını anlatacak olsak sayfalar yetmez…

15 Temmuz’a kadar uzanıyor natonun ülkemizdeki yediği naneler.

En son NATO tatbikatında 'Atatürk ile Erdoğan’ın hedef haline getirilmesi ile tüyü diktiler.

( Bu arada içinizden” yahu birader bu anlattıklarını abd yaptı diye biliyoruz” derseniz size hak veririm ki şeytan ayrıntıda… abd=nato !!!)

Tüm bu olan bitenden sonra, “natoda kalalım mı, yoksa çıkalım mı?”

…….

Hazır bakla çıkmışken ağızdan;

 “Değiştirilen sınav sistemindeki değişiklikler tekrar değiştirildi” diye bir başlık düştü haber sitelerine.

Şöyle bir göz atınca değiştirilenlere,

tekrardan değiştirilip değiştirilmeyeceğini,

değiştirilenlerin değişenleri aratıp aratmayacağını,

ve son olarak

değişenlerin bir vakit sonra değiştirilenlerin değişkeni olup olmayacağını düşünmektense,

Tek bir söz yazıp konuyu kapatayım istedim.

Akla ve bilime dayanmayan her sistem değişecektir.

(Sınavda, haftada 2 saat olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisinden de 10 soru, haftada 4 saat olan İngilizce dersinden de 10 soru sorulacak.  Bu arada okullarımızda okutulan yabancı dil dersinin adının “İngilizce” değil de “ingilazca” olması gereklidir.  )

Varın gerisini siz hesap edin…


 

Yazarın Diğer Yazıları